İflasın ertelenmesi üzerine borçlu hakkında -kural olarak- hiçbir icra takibi yapılamayacağı ve evvelce yapılmış olan takipler duracağından iflasın ertelenmesinden önce yapılan veya tedbiren durdurulan takiplere ilişkin olarak açılan iflas davası dışındaki itirazın iptali, borçtan kurtulma gibi davalara erteleme süresi içinde devam edilebileceği ancak bu davalar sonunda verilen ilama dayalı olarak takip yapılamayacağı, öte yandan iflasın ertelenmesi ya da takip yapılmaması yönünde verilen tedbir kararından sonra yapılan takip nedeniyle itirazın iptali ya da itirazın kaldırılmasının istenmesi durumunda ise davanın reddine karar verilmesi gerekeceği; tedbir kararından önce davalı hakkında icra takibine başlanmışsa verilen tedbir kararının açılan itirazın kaldırılması ve tahliye davasını etkilemeyeceği, ancak mahkemece verilen tahliye kararının infazının mümkün olmayacağı-
İflasın ertelenmesi talebi üzerine mahkemece karar verilirken borçlunun menfaati kadar alacaklılarında menfaatlerinin gözetilmesi gerekeceği, bu nedenle maddi hukuk alanında sonuçlar doğuran muhafaza tedbirlerine karar verilemeyeceği-
Taraflar arasındaki iflasın ertelenmesi davası-
Takibe konu işçi alacağının İİK. nin 206. Maddesinin birinci sırasındaki alacaklardan olmayıp İİK nin 179/b-3. Maddesindeki istisna kapsamına girmediğinden mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddinin isabetsiz olacağı-
Takibe konu alacak, işçi alacağı olup, alacak için açılan dava tarihinin 21.05.2009, ilamının karar tarihinin 27.10.2010 olduğu, iflasın ertelenmesi kararının ise, 25.03.2009 tarihinde verilmiş olup 22.01.2010 tarihinde de devam etmekte olduğunun tespit edildiği, bu durumda alacak, erteleme süresi içinde doğduğu ve İİK.nun 206. maddesinin birinci sırasındaki alacaklardan olduğundan tedbir kararının yasa gereği istisna kapsamında kaldığı anlaşıldığından, mahkemece şikayetin reddi yerine yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İflasın ertelenmesi talebi üzerine verilen tedbir kararına rağmen borçlu şirketin hesaplarının bulunduğu bankalara haciz ihbarnamesi gönderilemeyeceği-
Konusunda uzman bir bilirkişi heyeti seçilerek, davacı şirketin tüm kayıt ve defterleri ve banka hesapları üzerinde, gerektiğinde mahallinde inceleme yaptırılarak şirketin aktif ve pasiflerine göre, varlıkların rayiç değerleri dikkate alınarak, borca batık olup olmadığı, borca batık ise nedenleri ve iyileştirme projesinin gerçekçi olup olmadığı, iyileştirme projesine göre gerçekleşme sağlanmışsa bunların ne olduğu ve şirketin aktif ve pasifine etkisinin ne olduğu, taahhüt edilen sermaya artışının sağlanıp sağlanmadığı hususları üzerinde tek tek durularak, açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli bir rapor alındıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekeceği-