Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir hak olduğu, bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğacağı ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale geleceği-Önalım hakkı satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşeceği (TMK m. 733/4), bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekeceği-
Önalım hakkının paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satınalma yetkisi veren bir hak olduğu- Bu hakkın paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğacağı ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale geleceği- Önalım hakkının satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşeceği, bu sürenin hak düşürücü süre olduğu mahkemece kendiliğinden gözönünde bulundurulması gerektiği- Önalım hakkının kullanılmasında davacının dayandığı pay elbirliği mülkiyetine konu ise tüm ortakların birlikte dava açması veya birinin açtığı davaya diğerlerinin muvafakat etmesi gerektiği, çünkü bu gibi hallerde 11.10.1982 tarihli ve 3/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın tereke adına açıldığının kabulü gerektiği-
Önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin açılan davada, davacı tarafın önalım hakkına ilişkin satış sözleşmesinden 2013 yılı Ocak ayı sonunda haberdar olduğu ileri sürülmüş olup aksine de delil bulunmadığı gözetildiğinde TMK. mad. 733'te belirtilen üç aylık yasal süre içerisinde ilk davanın açıldığı, dava dilekçesindeki eksikliğin giderilmemesi nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeyerek kesinleştiği ve bu aşamada üç aylık hak düşürücü sürenin de geçtiği ancak görülmekte olan bu davanın TBK. mad. 158 kapsamında altmış günlük ek süre içerisinde yeniden açılmış olduğu- Davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı gözetilerek mahkemece tarafların delilleri toplanarak davanın esasının karara bağlanması gerektiği-
TMK'nın 733. maddesi gereğince yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesinin zorunlu olduğu, önalım hakkının, satışın hak sahibine bildirdiği tarihin üzerinden üç ay ve herhalde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşeceği, bu sürenin hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekeceği, üç aylık hak düşürücü sürenin başlaması için öğrenme yeterli olmayıp TMK'nın 733/3. maddesi uyarınca noter ihtarının tebliği gerekeceği, noter ihtarı tebliğ edilmemiş ise iki yıllık hak düşürücü süre içerisinde önalım hakkına dayanılarak tapu iptali ve tescilinin istenebileceği-
Önalım hakkının satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşeceği ve hak düşürücü bu sürenin mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerektiği- Satış vaadi sözleşmesi mülkiyeti nakleden sözleşmelerden olmadığından, tapuda ferağ işlemi yapılmadıkça önalım hakkının kullanılamayacağı-
Mülkiyetin nakli satış yoluyla olduğundan davalı ile pay devreden arasındaki ilişkinin önalım hakkının kullanılmasına engel oluşturmayacağı-
Önalım hakkının kullanılması için gerekli sürenin öğrenme ile değil, satışın noter aracılığıyla bildirimi ile işlemeye başlayacağı, önalım hakkı sahibinin satışı kesin olarak başka bir şekilde öğrenmiş olmasının sürenin işlemesine yol açmayacağı, davacıya yasal anlamda bir bildirimde bulunulmadığından öğrenme olgusunun kabulünün doğru olmadığı-
Davacının dava açıldıktan sonra herhangi bir şekilde önalım hakkına konu edilen taşınmazdaki payını kaybetmesi halinde dava hakkının ortadan kalkacağı-
"Konut kredisi sözleşmesi" kapsamında alındığı iddia edilen limit ipoteğine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçilip borçluya İİK.nun 150/ı. maddesi kapsamında icra emri gönderilmiş, borçlu takibin iptalini istemiş olup alacağın varlığı ve miktarı 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında yargılama yapılmasını zorunlu kıldığından mahkemece bu yönde bir ilam alınmadan başlatılan takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-