Şufalı payın ilişkin bulunduğu taşınmaz hakkında açılan ortaklığın giderilmesi davasında dava dilekçesinin, yapılan araştırma sonunda davalının adresinin bulunmaması nedeniyle HUMK.'nun 28 ve Nizamname 46. maddelerine göre ilanen tebliğ edildiği, ilan tarihinden itibaren şufa davasını davacının hak düşürücü 1 aylık süreyi geçirdikten çok sonra ikame ettiğinden bu davanın süresinde açılmadığı, bu itibarla davanın süre yönünden reddine karar vermek gerektiği-
Satışın öğrenilmesinden itibaren üç aylık (743 sayılı Medeni Kanun döneminde, bu süre “bir ay” idi) hak düşürücü süre içinde açılmayan şuf’a davasının “süre aşımı” nedeniyle reddedilmesi gerekeceği-
743 sayılı Medeni Kanun döneminde yapılmış olan satışlar hakkında şuf’a hakkının - mektup, taahhütlü mektup, noter ihtarnamesi gibi- her türlü irade bildirimi ile kullanılabileceği gibi, doğrudan doğruya dava açılarak da kullanılabileceği- Davadan önce kullanılan irade bildirimi ile dava açma sürenin kesilmiş olacağı ve daha sonra her zaman dava açılabileceği-
743 sayılı MK.döneminde yapılan satışlara ilişkin olarak «şuf’a davasının süresinde açılmadığı savunmasının» (davacının tapudaki satı-şı ve satışın esaslı koşullarını öğrenme tarihinin) davalı tarafından -tanık dahil- her türlü delille isbat edilebileceği- Davacının satışı öğrenme tarihinin, hayatın olağan akışı da nazara alınarak saptanması gerekeceği-
“Şuf’a hakkının, taşınmazın satışının öğrenildiği tarihten itibaren üç ay (743 sayılı MK’da bu süre bir ay idi) içinde kullanılabileceği, bu sürenin hak düşürücü süre olduğu, bu nedenle mahkemece doğrudan doğruya gözetileceği-