Mahkemece uyuşmazlık konusu tesisata ilişkin dava dışı kimseye ait abonelik sözleşmesinin aslı getirtilerek aboneliğin dava konusu yere ilişkin olup olmadığının ve tutanak tarihi itibariyle davalının aboneliğinin mevcut olup olmadığının tespit edilmesi gerekeceği- Davalının, dava konusu edilen yere ilişkin mesken abonelik sözleşmesinin olduğunun tespiti halinde, "tüketici mahkemeleri"nin görevli bulunduğu, aksi halde genel mahkemelerin görevli olduğu gözetilerek, karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı müteahhit ile davalı arasındaki ev satışından kaynaklandığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu, görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilebileceği,görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmadığı,
Her ne kadar mahkemece, dava konusu makineyi mesleki amaçlarla satın alan davacının tüketici kapsamına giremeyeği gerekçesi ile davanın Tüketici Mahkemesinde bakılıp görülmesi mümkün olmadığı ve uyuşmazlığın çözümünün genel mahkemelerin görevi içerisinde kaldığı doğru olarak belirtilmesine rağmen Tüketici Mahkemesi sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemesi olarak bakılan bu davada ara kararla genel mahkeme sıfatıyla davanın bakılmasına karar verilerek, işin esasına girilip, taraf delilleri de toplandıktan sonra hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken görevsizlik kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davanın, banka tarafından haksız olarak tahsil edilen masrafların iadesine ilişkin olduğu, dava konusu yapılan kredilerin ikisi ihtiyaç kredisi olup diğerinin ise yatırım amaçlı iş yeri kredisi niteliğinde olduğu, ticari nitelikteki bu kredi yönünden taraflar arasında sözleşmenin kurulduğu tarih itibarıyla yürürlükte olan 4077 sayılı yasa kapsamında kalan bir ilişkinin mevcut olmadığı ve Tüketici Mahkemesinde dava açılamayacağı, uyuşmazlığın çözümünün genel mahkemelerin görevi içerisinde kaldığı anlaşıldığından, bu kredi yönünden tefrik kararı verilerek davaya tüketici kredileri yönünden devam edilmesi gerekirken, mahkemece, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davacı avukatın davalı şirketin vekalet ücretinin ödenmediğinden bahisle vekalet ücretinin tahsiline karar verilmesi talep ettiği, somut uyuşmazlıkta davalı şirketin, tüketici vasfı taşımaması, taraflar arasındaki ilişkinin 6502 sayılı yasa kapsamı dışında kaldığı, taraflar arasındaki uyuşmazlık ticari nitelikte olmadığından, taraflardan birinin tüzel kişilik olması, o davanın ticaret mahkemelerinde görülmesini gerektirmediği, hal böyle olunca taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde genel mahkemeler görevli olduğu, mahkemece, asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi gerektiği-
Davanın, davalıya kullandırılan kredi taksitlerinin ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali isteğine ilişkin olduğu, davacının O. BANK'tan konut kredisi aldığının çekişmesiz olduğu fakat göreve ilişkin uyuşmazlığın yasal mevzuat kapsamında giderilmesi gerektiği, 205 Sayılı Ordu Yardımlaşma Kurumu Kanunu'nun 1.maddesinde: "Milli Savunma Bakanlığına bağlı olmak ve Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarına bu konuda yazılı sosyal yardımları sağlamak ve merkezi Ankara'da bulunmak üzere (Ordu Yardımlaşma Kurumu) teşkil edilmiştir....." hükmü yer almaktadır. Yine aynı Kanunun 37.Maddesinde: "Kurumun her çeşit malları ile gelir ve alacakları, Devlet malları hak ve rüçhanlığını haiz olduğu, tüketici Mahkemelerinin görevini tayin eden 6502 Sayılı TKHK'nun 3. maddesinde Satıcının:"Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere, ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek ya da tüzel kişileri ifade eder." biçiminde tanımlandığı, Yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde;O. BANKın, 6502 sayılı TKHK kapsamındaki "satıcı" sıfatında bulunmayan özel kanunla kurulmuş, Milli Savunma Bakanlığına bağlı ve Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarına bu kanunda yazılı sosyal yardımları sağlamak amacı güden, ticari kazanç maksadı olmayan ve Tüketici Yasası ile 5411 sayılı yasa kapsamında banka veya finans kuruluşu olmayan bir kuruluş olduğunun anlaşılacağı- davacının da; bir ordu mensubu olduğu, bulunduğu mesleki statü gereği anılan özel yasa uyarınca sosyal yardımdan yararlandığı, "tüketici" sıfatının bulunmadığının anlaşıldığı, bu bağlamda; taraflar arasındaki çekişmenin 6502 sayılı kanun kapsamına dahil olmadığı, ihtilafın genel hükümler uyarınca genel mahkemelerde çözülmesi gerektiği-
Hem doktrinde hem de yargıtay uygulamasında ,kredi kartı sözleşmesi ile kart sahibine tahsis edilen "kullanım limitinin" 'gayri nakdi kredi' olarak nitelendirildiği - Davalı tüketici hakkında davacı banka tarafından kredi kartı borcunun tahsili için yapılan icra takibine yönelik 'itirazın iptali' istemiyle açılan davanın 'asliye ticaret mahkemesi'nde görülerek sonuçlandırılması gerekeceği-