Gelir koruma sigortası poliçesine dayalı olarak işsizlik teminat bedelinin tahsili istemine ilişkin davada, dava konusu sözleşmenin nitelendirmesi yapılırken, sözleşmenin sigortalının işsiz kalma rizikosu nedeniyle gelirden mahrumiyetini önlemeye yönelik bir sözleşme olduğu, bu haliyle sigortalının tüketici, yapılan işlemin de tüketici işlemi olduğunun kabulü gerektiği-
Zorunlu mali sorumluluk sigortasının, işletenin ve kusurundan sorumlu olduğu sürücünün üçüncü kişilere karşı sorumluluğunu üstlenmekte olan bir sigorta türü olduğu- Davacı sigorta şirketi ile davalı arasında akdedilmiş- Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta sözleşmesi bulunduğu, 6502 s. TKHK’nin 3. maddesinin (l) bendinde ise, "mal veya hizmet piyasalarında ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan her türlü sözleşme ve hukuki işlem"in Kanun kapsamına (m.2) alınmış olduğu gözetilerek, davaya "tüketici mahkemeleri"nde bakılması gerektiği-
Hayat sigorta sözleşmesine dayalı ölüm teminatının tahsili istemi olması sebebi ile davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemlerine ait olduğu-
Davacı ile davalı arasında 4077 sayılı yasanın değişik 11/A maddesi kapsamında sözleşme ilişkisi bulunduğu anlaşıldığından uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu; genel mahkeme tarafından yazılı şekilde işin esasına girilip hüküm kurulmuş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davacı vekili, "davalının sigortalısı olduğu aracın karıştığı kaza neticesinde zarar görenlere poliçe kapsamında ödeme yaptığından bahisle yaptığı ödemelerin zorunlu mali sorumluluk sigorta sözleşmesi genel şartlarına aykırılık sebebiyle davalıdan tahsiline karar verilmesini" talep etmekte olup taraflar arasında akdi bir ilişki olduğu ve davalının sorumluluğunun kaynağının davacıyla yaptığı trafik sigorta sözleşmesine aykırılık olduğu, davalı gerçek kişi olup sigortalı araç hususi bir araç olduğundan, davanın görülmesinde tüketici mahkemeleri görevli olduğu-  Asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yargı çevresindeki bir ticari davada görev kuralına dayanılmamış olmasının, görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyeceği, asliye hukuk mahkemesinin, davaya devam edeceği (6102 s. TTK. mad. 5/4)-
Tüketiciler ile yükleniciler arasında gerçekleşen harici satış sözleşmelerinde sözleşmenin geçerli olup olmadığına bakılmaksızın, tüketici mahkemelerinin görevli olduğu-
Davacının davalıdan başka bir üçüncü kişiye satıp kâr elde etmek amacıyla bir otomobil satın aldığı, ancak aracın ayıplı çıktığı, davalıdan satın alınan araca karşılık davalıya devredilen aracın iadesine veya aracın satış bedelinin iadesine karar verilmesini talep ettiği durumda, davacının şirket araç alım satım işiyle uğraşmakta olup Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda tanımı yapılan tüketici olmadığından, taraflar arasındaki ilişkinin 6502 sayılı Kanun kapsamı dışında kaldığı-
Davacı ve davalının tacir olduğu, davacının tüketici konumda olmadığı ve davacı tarafça telefonun şirket sahibinin kullanımı için satın alındığı beyan edilmiş ise de fatura davacı şirket ile davalı şirket arasında düzenlendiği gibi telefonun davacı şirketin sahibinin eşi tarafından kullanıldığına ilişkin davacı beyanı dışında bir bilgi ve belge bulunduğu uyuşmazlıkta davacı 4077 sayılı Kanunun mad. 3 uyarınca tüketici tanımına uymadığından, taraflar arasında 4077 sayılı Kanun kapsamında kalan bir ilişkinin mevcut olmadığı anlaşılmakla uyuşmazlığın asliye ticaret mahkemesinde görülerek sonuçlandırılması gerektiği-
Davacı düzenleme şeklinde satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinde yüklenici konumunda olup bu sözleşme ile dava konusu bağımsız bölümün bulunduğu taşınmazda eser yapma edimini üstlenmiş ancak edimini yerine getiremediğinden düzenleme şeklinde satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinin devri sözleşmesi ile tüm hak ve yükümlülüklerini davalı yükleniciye devretmiş bu devrin karşılığı olarak aynı gün davacıya, yapmış olduğu inşaatın imalat bedeli olarak dava konusu bağımsız bölümün satışı vaat edildiğinden davacı taraf önceki yüklenici olup 4077 sayılı Kanun'un 3. maddesinde belirlenen anlamda bir "tüketici" olmadığı-
Eser sözleşmelerinin, 6532 s. TKHK’da tüketici işlemlerinden sayılmakla birlikte, bünyesinde taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmesi olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde, arsa sahibi açısından güdülen amacın kullanmak için konut edinmek olmadığı, güdülen amacın arsanın değerlendirilmesi, yapılan daireleri satma veya kiraya vermek olduğu dikkate alınarak, görevli mahkemenin ‘tüketici’ değil, ‘ticaret’ mahkemesi olduğunun kabul edilmesi gerektiği-