Üzerinde muhdesat olduğu belirlenen taşınmazlara ilişkin açılan ortaklığın giderilmesi davasında; davacının muhdesat iddiasında bulunmadan eldeki davayı açtığı, davalılar ve vekilinin de ilk oturumda muhdesattan bu dava ile haberdar olduklarını belirtip, kabul beyanında bulunduğu anlaşıldığına göre; bu iki davalı bakımından HMK'nun 312/2. maddesinin uygulanacağı, ancak; diğer davalıların kabul beyanı bulunmadığına göre bahsi geçen maddenin onlar bakımından uygulama imkanının olamdığı, bununla birlikte, davanın konusu (müddeabih) davacı ve kabul eden davalıların payı düştükten sonra kalan kısma isabet eden değer olduğu, hal böyleyken; davalıların davanın açılmasına sebebiyet vermedikleri gerekçesiyle yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılması ve davacı lehine vekalet ücreti takdir edilmemesinin doğru olmadığı-
Muhdesatın tespiti istemine ilişkin davada, davalı belediyenin izaleyi şuyu davasında dava konusu muhdesatlarla ilgili bir talebinin bulunmamış olması, eldeki davada da cevap dilekçesinde davayı kabul etmiş olması karşısında yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmuş olmasının hatalı olduğu- Hüküm fıkrasında muhdesatların davacı yanca meydana getirildiğinin tespiti yerine, muhdesatların mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespit edilmiş bulunmasının da hatalı olduğu-
Arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği, davalı işverenin ihtarnamesi ile davacıya aynı ücret ve haklar ile çalışma teklifi yapılıp, davacının işe iade talebini kabul etmediği anlaşılmış ise de, bu talebin dava şartı olan arabuluculuk sürecinin başlamasından (yani 1 aylık hakdüşürücü süre içerisinde arabulucuya başvurulmasından) sonra yapıldığı ve bu durumda işe davetle birlikte dava kabul edilmediği sürece sırf işe davet ve bu davete icabet etmemenin işe iade davasının reddini gerektirmeyeceği-
Kabulle sonuçlanan davada, hükmüne uyulan bozma ilamında değinildiği şekilde 6100 sayılı HMK 312/2. maddesinin karar yerinde tartışılmamasının, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 22. maddesi ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 6. maddesinin nazara alınmaksızın harç ve vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Mahkemece, Harçlar Kanunu'na aykırı olarak davalı tarafın harcın tamamından sorumlu tutulması ve HMK 312. maddesinde yasanın öngördüğü koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda bir değerlendirme yapılmaksızın yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davacının ipotekli taşınmazı ipotekle yükümlü olarak üçüncü kişiden satın aldığı, taraflar arasında bu konuya ilişkin herhangi bir sözleşme ve ilişkinin bulunmadığı, davalı da cevap dilekçesi ile davayı kabul etmiş olup bu durumda davalı yanca dava açılmasına sebebiyet verilmediğinden yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması gerekeceği-
HMK.’nun 307 maddesinde gereğince feragat beyanı üzerine mahkemece davanın esası incelenmeksizin karar verilmesi ve HMK.’nun 312/1. madddesi gereğince feragat eden davacının yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerekirken feragate aykırı olarak ilk kararı temyiz etmeyen davacı aleyhine hükmedilen vekalet ücretinin icraya konulması sonucu yapılan ödemenin iadesine ve tarafların yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Alacaklı vekilinin duruşmada itirazın kaldırılması talebinden feragat ettiği, mahkemece; davadan vazgeçme nedeniyle davanın reddine karar verildiği, yargılama giderlerinin alacaklı üzerinde bırakıldığı ancak vekille temsil edilen borçlu lehine vekalet ücretine hükmedilmediği görüldüğünden, mahkemece, 6100 sayılı HMK ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri çerçevesinde inceleme ve değerlendirilme yapılarak borçlu lehine vekalet ücreti takdiri gerekeceği-
Dava açılırken taraf teşkili sağlanmamış olmakla davanın mahiyeti gereği, ortaklığın giderilmesi davasında muhdesat iddiasını açıkça kabul edenler dışında kalan tapu kayıt malikleri ya da mirasçıları arasında zorunlu dava arkadaşlığının bulunduğu gözetilerek taraf teşkilinin sağlanması konusunda davacı tarafa süre ve imkan tanınması, ortaklığın giderilmesi davasına ilişkin dava dosyasının dosya arasına alınarak, diğer mirasçıların davacının muhdesat iddiasını açık kabullerinin olup olmadığı hususunun denetlenmesi, diğer mirasçıların açık kabulü yok ise, taraf teşkili tamamlandıktan ve delilleri toplandıktan sonra, dosya içeriğine ve toplanacak delillere göre uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesi gerekeceği-
Davalılar vekili tarafından davacı ve kardeşlerine ait binada ve dava konusu edilen 2 numaralı dairede hak ve iddiaları olmadığı belirtilmek suretiyle muhdesatın davacıya ait olduğu kabul edildiğinden, mahkemece davalıların yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasının doğru olmadığı-