Kıymet takdiri ve satış aşaması itibariyle şikayetçi borçlu şirketin iflasına karar verildiği bu durumda her iki tebligatın da borçlu yerine iflas idaresine yapılması gerektiği, borçluya bu tebligatların yapılmasının zorunluluğu olmadığı, borçlunun tebligatların kendisine usulsüz yapıldığı iddiasında bulunamayacağı gibi bu tebligatlara bağlı yapılabilecek şikayet konularını da fesih sebebi yapamayacağı, şikayetçinin kendisi dışındaki ilgililere tebligat yapılmadığı ya da usule uygun tebligat yapılmadığı hususlarını fesih sebebi olarak ileri süremeyeceği, taşınmazın aynından doğan vergi borcunun olup olmadığının araştırılmadığı iddiasının fesih sebebi olmadığı, takip dosyası içerisinde anılan ilanların yapılmış olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu, mahkemece satış ilanı ve kıymet takdir raporunun usule uygun tebliğ edilmediği ve buna bağlı şikayet konuları hakkında esastan inceleme yapılmaksızın yukarıdaki gerekçe doğrultusunda şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, bu hususlar esastan incelenerek usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı yönünde hatalı gerekçe ile hüküm tesisinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Yargılama devam ederken davalı şirketin iflasına karar verildiğinden iflas idaresine gerekli tebligatların yapılıp taraf teşkilinin sağlanması gerektiği-
Borçlunun yargılama devam ederken iflas etmesi halinde, İİK’nun 191.maddesine göre masadaki mallar üzerindeki her türlü tasarruf alacaklılara karşı hükümsüz olacağından, İİK.’nin 245.maddesi gereğince 1. ve 2.alacaklılar toplantısının yapılıp yapılmadığı, davacı alacaklıya davanın devamı için yetki verilip verilmediği, davaya alacaklı tarafından mı yoksa masa tarafından mı devam edileceği netleştirildikten sonra taraf teşkili sağlanıp yargılamaya devam olunarak, taraf delilleri toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
İflâsına karar verilen şirketin, medeni haklardan istifade ve medeni hakları kullanma ehliyetini kaybetmiş olmayacağı, sadece İİK.'nin 191. maddesi gereğince, iflâs masasına giren hak ve mallar üzerinde tasarruf hakkını kaybedeceği- Bir başka deyişle, anılar mallar üzerindeki tasarruf yetkisinin iflâs masasına geçeceği, bu durumda, ihalenin feshinin talep edilmesi ile, müflis şirketin, o mal üzerinde tasarrufta bulunduğu sonucuna varılamayacağı-
Davalı şirket hakkında dava açılmadan önce iflasın açılmasına karar verildiği anlaşıldığından mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerektiği-
"..Açılan tasarrufun İptali davalarının iflas masasında takip edilmesine" dair 2. alacaklılar toplantısında alınan karar gereğince, iflas masasına dava dilekçesi ve davetiye tebliğ olunarak taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerektiği- Davacılar vekili 2 davacı hariç diğer tüm davacılar yönünden feragat dilekçesi verilmesine rağmen, mahkemece feragat beyanı bulunmayan davacılar yönünden de davanın feragat nedeni ile reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Davalı Belediye satış sözleşmesinin tarafı değil ise de, projeyle ilgilenen alıcılarda inşaatın "Belediyenin güvencesi" altında yapıldığı hususunda haklı ve korunmaya değer güven oluşturulduğu açık olduğundan, "güven sorumluluğu" ilkesi çerçevesinde, tazminat bedelinden sözleşmenin tarafı şirket ile birlikte belediyenin de sorumlu tutulmasının mümkün olduğu-
Müflis, ihalenin feshi davası açabilirse de, mahcuzun iflas masasına dahil olan mallardan olması nedeni ile satış ilanının, iflas idaresi yanında müflise de tebliğinin zorunlu olmadığı- Satış ilanının müflis şirket adına iflas idare memurlarına usulüne uygun olarak tebliğ edildiği anlaşıldığından, bu hususun ihalenin feshi nedeni yapılamayacağı- K. takdirine ilişkin tebligat usulsüzlüğü iddiasının ise, ilgilisince ileri sürülmedikçe mahkemece re'sen incelenemeyeceği-
İhalenin feshinin talep edilmesi ile, müflis şirketin, o mal üzerinde tasarrufta bulunduğu sonucuna varılamayacağı- Şikayet sırasında borçlu şirketin iflas etmesi halinde, TTK. mad. 534 uyarınca, şirket organlarının, ihalenin feshi istemi yönünden temsil yetkilerini koruyacağı- Müflisin kullanabileceği hakları, onun adına kullanabileceği, bu durumda, anonim şirkette yönetim kurulu üyelerinin yerine yenileri seçilene kadar eski yetkilinin görevleri zorunlu olarak devam edeceğinden, temsil yetkisinin son bulmayacağının kabulü gerektiği- Müflis şirketin yetkilisinin temsil ve ilzam yetkisi son bulduğundan ve dava açma ehliyeti olmadığından bahisle şikayetin reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Vekalet ilişkisi iflasın açılması ile kendiliğinden son bulacağından, iflas kararından önce vekalet verilen vekil tarafından müflis şirket adına bulunan şikayette, müflis şirket vekilinin şikayetinin iflas idaresine bildirilerek icazet verilip verilmeyeceğinin sorulması gerektiği-