Kuruluş (vakıf) senedinde belirlenen amaçlara yönelik faaliyetlerin yürütülmesi için yeterli malvarlığı (ekonomik gücü) bulunmayan vakfın, hükmen dağılmış olarak sicilden silinmesi gerekeceği–
Vakıf yöneticilerinin görevden azli için açılan davalarda, husumetin, görevden azlı işlenen kişiler ile vakıf tüzel kişiliğine birlikte yöneltilmesi gerekeceği–
Vakıf yöneticilerinin görevden alınmaları talebiyle açılan davada, hakimin her eylemi ayrı ayrı takdir etmesi, olayın oluş biçimi, aykırılığın niteliği, aykırılıkta ısrar, iyiniyet, ölçülülük, eylem-yaptırım dengesi gibi unsurları dikkate alması gerekeceği - Vakfın amaç ve bir kısım faaliyet alanının, belediyeye kanunla verilmiş görevi kapsamında oluşunun, belediyenin görev ve yetkisine müdahale ve yasaya aykırılık teşkil etmeyeceği–
Bir vakfın yönetim biçiminin değiştirilmesi için, vakfın amaçlarını gerçekleştirebilmesi ve faaliyetlerini devam ettirebilmesi açısından böyle bir değişikliğe kesin ihtiyaç duyulmamış olması ve bu konuda haklı nedenlerin bulunması gerekeceği–
Vakıf yöneticilerinin «basiretli bir idareci gibi davranmak» kuralına uymakta kendilerinden beklenen dikkat ve özeni gösterip göstermediklerinin, etraflıca araştırılıp, uzman bilirkişi incelemeleri sonucunda karara bağlanması gerekeceği- Vakıf yöneticilerinin görevden uzaklaştırılması istemiyle açılmış olan davanın vakıf tüzel kişiliğine karşı da yöneltilmesi gerekeceği–
Vakfın idare şeklinin (yöneticilerinin) değiştirilme yöntemi–
«Vakıf yöneticilerinin azli» talebiyle açılan davalarda, hakimlere takdir yetkisi tanındığı - Vakıf yöneticilerinin vakıf senedinde yılda dört defa yapılması öngörülen toplantıları aksatmalarının, görevden uzaklaştırılmalarını ve bu anayasal haktan sürekli yoksun kalmalarını gerektirecek ağırlıkta eylemler olarak değerlendirilmemesi gerekeceği–