Davanın taraflarından birinin alacaklıları veya aleyhine hüküm verilen tarafın yerine geçen kişilerin; borçluları ya da onların yerine geçmiş olanlarla aralarında anlaşarak kendilerine karşı hile yapılması nedeniyle hükmün iptalini isteyebilecekleri, bu hükümle de tarafların muvazaa yoluyla üçüncü kişiler aleyhine kesin hüküm elde etmelerinin önlenmesinin amaçlandığı-
Yargılanmasını yenilenmesi istemi-
Yargılamanın iadesi talebine konu belgenin taraflar arasında görülen dosyasına 25.02.2015 tarihinde delil olarak sunulduğu, bu tarih itibariyle belgenin yargılamanın iadesi talep edenin elinde olduğu ve 3 aylık yasal süresinde içerisinde talepte de bulunulmadığı- Taraflar arasındaki ceza ve hukuk yargılamalarının bulunduğu ve sonucunun beklenmesi gerektiği sebeplerinin ise HMK'nın 375. maddesinde öngörülen yargılamanın iadesi sebepleri arasında yer almadığı-
Kadastro Mahkemesi ... Esas, ... Karar sayılı dosyanın incelenmesinde, Mersin... Mahallesi, 101 ada, 63 parsel sayılı taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiği- Karar duruşmasında davalının yer aldığı- Gerekçeli kararın taraflara tebliğ edildiği, tarafların kararı temyiz etmemesi üzerine kararın kesinleştiği- Yargılamanın iadesi sebeplerinin tahdidi olarak düzenlendiği, bu bağlamda talep eden tarafından tebligat usulsüzlüğüne ve taşınmazın orman hükmünde olmadığına dayanıldığı, ileri sürülen sebeplerin kanunda belirtilen yargılamanın iadesi sebeplerinden olmadığı-
Mahkemece bozma ilamına uyulduktan sonra yargılamanın iadesi talebinin ayrı bir dava niteliğinde olduğu ve taraf teşkilinin sağlanması gerektiği hususunun dikkate alınmadığı- Dava konusu taşınmazın güncel tapu kaydının ilgili tapu müdürlüğünden getirtilmediği, bu nedenle tapuda hisse devralan bir kısım paydaşların davadan haberdar edilmediği- O halde Mahkemece, güncel tapu kayıtları getirtilerek davada taraf olarak yer almayan tapu kayıt maliklerinin usulüne uygun şekilde davaya katılımı sağlandıktan sonra işin esası hakkında oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, anılan taşınmaz yönünden taraf teşkili sağlanmaksızın, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediği-
Her ne kadar davalı tarafından davanın kabulü ve ardından kararın istinaf edilmemesi üzerine tapu iptali ve tescil talebinin kabulüne dair hüküm kesinleştirilmiş olsa da; davacılar ve davalı tarafından yapılan hileli işlemlerin Yasa tarafından korunması söz konusu olmayacağından Tarım ve Orman Bakanlığının yargılamanın yenilenmesini kamu yararı adına talep etme hakkı bulunduğunun kabulünün gerektiği-
Yargılamanın yenilenmesini talep edenin dilekçesinde belirttiği belgenin davanın tüm aşamalarında dosyada yer aldığını, ayrıca davalının diğer iddialarını ispatlar herhangi bir delil sunamadığı-
Davalı F.' ile davacılar arasında inanç sözleşmesi olduğu iddiasının ispat edilemediği, ayrıca diğer davalı K. ile F. arasında muvazaalı işlem olduğuna yönelik iddiada ise davalı F.'in hiçbir zaman tapuda malik olmadığı- Muvaazalı devir olma ihtimali de olamayacağı-
Yargılamanın yenilenmesi istenen dosyada, idare tarafından takdir edilip depo edilen kamulaştırma bedelinin hak sahibi davacıya ödenip ödenmediğine dair muhatap bankaya yazılan müzekkereye verilen cevapta ödeme yapıldığı belirtilmiş ise de, ödeme yapıldığına ilişkin ödeme belgeleri yargılamanın iadesine konu dosyaya intikal etmediği, ödemeye ilişkin makbuz, dilekçe, yazılan müzekkere ve cevabi yazıların yargılamanın iadesi talebinden sonra eldeki dosyaya getirtildiği, bu itibarla 6100 sayılı Kanun'un 375/1-ç maddesinde yer alan "yargılama sırasında aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması," şartının somut uyuşmazlıkta gerçekleştiği, her ne kadar bölge adliye mahkemesince davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş ise de davanın esastan reddine karar verilmesi gerekmekle; sonucu itibariyle doğru olan direnme kararının açıklanan genişletilmiş gerekçe ile onanması gerektiği- "Bedelin davacıya ödendiğine ilişkin Merkez Bankası'nın 20.06.2017 tarihli yazı cevabının yargılamanın iadesine konu dosya içerisinde mevcut olduğu, dolayısıyla yargılama sırasında hüküm verilen tarafın da elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olmasının söz konusu olmadığı, dosyadaki bu belgenin davacı vekili tarafından bilinip hileli davranışlarla saklanması ve karar verilmesine etki etmesinin düşünülemeyeceği, bu nedenle direnme kararının bozulması gerektiği" görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüşün Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
20.07.2016 tarihinden sonra verilen bağımsız yeni bir dava niteliğinde olan yargılamanın iadesine dair hükmün kanun yolu inceleme görevi Bölge Adliye Mahkemesine ait olduğu-