Tebligat kanunun 21. maddesine göre yapıldığı bildirilen tebligat, Tebligat tüzüğünün 28. maddesinin de uygulanması gerekeceği-
İcra emrinin borçluya, bilinen en son adresinde tebliğ edilmesinden sonra, ipotek akit tablosundaki adrese yapılan tebliğler geçerli olmayacağından, kıymet takdir raporu ile satış ilanının bu adrese tebliğ edilmiş olmasının ihalenin feshine neden olacağı-
Şikayetçinin Tapu Sicil Müdürlüğü’nde ve dosyada adresi bulunmadığından gazete ilanı ile tebligat yapılabileceğinden fesih isteminin reddi gerekeceği-
Satışa hazırlık işlemlerinin usulsüzlüğü yönündeki başvurunun, satış ilan tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması gerekeceği, süresinde ileri sürülmeyen usulsüzlüğün ihalenin feshi davasında ileri sürülemeyeceği-
Davacı-borçlu şirkete satış kararının Teb. K. mad. 35 uyarınca tebliğ edildiği, davacı-borçlu AŞ tarafından verilmiş bir vekaletnamenin satış kararı ve satış gününe kadar takip veya satış dosyasına ibraz edilmediği, dolayısıyla satış tarihine kadar davacı-borçlu şirketin icra satış dosyasında vekille temsil edilmediği, bu nedenle doğrudan şirkete yapılan tebligatın usulüne uygun olduğu- Satış dosyasına ibraz edilen kıymet takdiri raporuna itirazın reddine ilişkin karar örneğinde davacı-borçlu şirketin vekilinin adı bulunmasının sonucu değiştirmeyeceği, vekaletname aslının veya onanmış örneğinin her dosya için ayrı ayrı verilmesi zorunluluğunun bulunduğu- Davacı-borçlu şirkete usulüne uygun olarak tebligat yapılmadığı kabul edilse dahi, davacı-borçlu şirket adına vekaletname ibraz eden vekil tarafından satış gününden önce taşınmazların satışına karar verildiği belirtilerek satışın durdurulmasının talep edildiğinden davacı-borçlu şirketin satış tarihinden haberdar olduğu- Davacı-borçlu şirket, haberdar olmadığını beyan ettiği tebligat gereğini yerine getirmek üzere işlemlere başlamış, vekili aracılığıyla açtığı davalarda satışın tedbiren durdurulmasını talep etmiş olmakla artık, vekilin de haberdar olduğu açık olan satış tarihinin tebliğ edilmediğinden bahisle tebligat yokluğuna dayanarak ihalenin feshini talep etmesi açıkça TMK’ nun 2. maddesindeki iyiniyet kurallarına da aykırılık teşkil edeceği- Davacı-borçlu şirketin vekili olduğu, delil olarak bildirilen dosyalar içine verilen vekaletname örneklerinden anlaşılan avukatın açık artırmada hazır olduğu ve tutanağı imzaladığı da belirgin olduğundan, başka bir sıfatla açık artırmaya katıldığını kanıtlayamayan bu vekilin artırma ve satış sırasında hazır bulunmasının da davacı-borçlu şirketin satış günü ve ihaleden haberdar olduğunu gösterdiği- Davacı-borçlu şirketin ihale tarihinden yöntemince haberdar olduğu gözetildiğinde, yapılan ihalenin feshine dair şikayetin yasada öngörülen süreden çok sonra olduğu ve mahkemece süre nedeniyle ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Ortaklığın giderilmesi ilamının tarafı ve ihale konusu taşınmazın hissedarı olan şikayetçiye satış ilanının usulsüz tebliğinin, ihalenin feshi nedeni olacağı-
Aynı konutta oturan kişiye tebligat yapılabilmesi için, kendisine tebliğ yapılacak şahsın adresinde bulunmaması şartının gerçekleşip gerçekleşmediğinin, tebligat adresine gidilmeden anlaşılamayacağı-
İİK'nun 127. maddesinin emredici hükmüne göre gayrimenkul ihalelerinde satış ilanının şikayetçi borçluya usulüne uygun tebliğ edilmemesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olacağı-
Tebligatın tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılacağı nazara alınmadan, borçluya yapılan ilanen tebligat işlemi hatalı olacağından, ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-