Mirasbırakan 1969 yılında vefat ettiğine göre, ölümü tarihinde yürürlükte olan kurallara göre, tenkis davasının hak düşürücü süreye değil, zamanaşımına tabi olduğu, mürüruzaman, dermeyan edilmediği surette hakimin bunu kendiliğinden nazara alamayacağı, bu itibarla tenkis isteğinin “hak düşürücü süreden” reddinin doğru olmadığı-
İddianın içeriğine ve somut olayın gelişimine göre; miras bırakanın kendi üzerinde bulunan bir taşınmaz kaydını annesine temlik etmemiş olduğuna göre 01.04.1974 g ve 1/2 S. İBK'nın uygulanma yerinin olmadığı- 04.02.1948 g. ve 10-3 S. İBK'ya göre usule ilişkin işlemlerin ıslah yoluyla düzeltilmesi mümkün olduğundan davaya tenkis hükümleri çerçevesinde, bakılması, sonucuna göre karar verilmesinin gerekeceği-
Hak düşümü veya zaman aşımı olmaksızın tenkis iddiasının def’i olarak her zaman ileri sürülebileceği-
Vasiyetnamenin iptali ile ilgili dava açıldığından atanmış mirasçının mirasçılık belgesi isteminin kabul edilmemesi gerekeceği-
Davacılar tarafından açılan tapu iptali ve tescil davası daha sonra tamamen ıslah edilerek tenkis davasına dönüştürülmekle, tenkis talepli dava, ilk davanın açıldığı tarihte açıldığı kabul edilerek, zaman aşımının buna göre belirlenmesi gerekeceği-
Tenkis davasının vasiyetnamenin açıldığı tarihten itibaren bir yıl içinde açılması gerekeceği–
Miras bırakanın 1.1.2002 tarihinden önce ölmüş olması ve davalıların süresinde zamanaşımı def’inde bulunmamış olmaları halinde, tenkis davasının, zamanaşımı nedeniyle red edilemeyeceği–
Tenkis davası açma süresinin, yasal temsilcisi (vasisi) bulunan mirasçı için, yasal temsilcinin saklı payın ihlâl edildiğini öğrendiği tarihten itibaren işlemeye başlayacağı–