Davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği takdirde tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda (Sabit Tenkis Oranı) tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olamayacağının (TMK m.564) araştırılması gerekeceği, bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmesi gerekeceği-Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde sözü geçen 564. maddedeki tercih hakkının gündeme geleceği, böyle bir durum ortaya çıkmadan davalının tercih hakkı doğmadan davalının tercihinin kullanmasının söz konusu olamayacağı, daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmayacağı, o zaman davalıdan tercihi sorulmak ve 11.11.1994 günlü 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca sür'atle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, karar tarihindeki rayice göre değeri belirlenmeli ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak naktin ödetilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemenin kısa karar ile gerekçeli kararı arasında çelişki olup, bu durumun usul ve yasaya aykırı olacağı, bu çelişki giderildikten sonra hakimin vicdani kanaate göre karar vermesi gerektiği-
Davacı tarafın vasiyetnameden 06.04.2011 tarihinde haberdar oldukları, dava ve birleşen davalarını ise 26.04.2011 tarihinde açtıkları asıl davada sadece vasiyetnamenin iptali talep edildiği, davacı vekili tarafından “ 26.04.2013 tarihinde” ıslah ile davasının “tenkis” olarak değiştirildiği bu durumda, ıslah tarihi olan 26.04.2013 tarihi itibariyle TMK 571. maddesinde öngörülen 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu–
Davacıya usulüne uygun vasiyetname tebliğ edilmediği, davacının vasiyetnamenin iptali davasını kanundaki 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açtığı anlaşıldığından, yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Mirasçılıktan çıkarma sebebinin ölüme bağlı tasarrufta mutlaka açıkça ve somut olarak gösterilmesi gerektiği-   Murisin saklı pay dışında kalan pay için her zaman tasarruf hakkı bulunduğundan, saklı pay dışındaki payı için çıkarmanın (ıskatın) şartlarının aranmayacağı- Çıkarılan mirasçının, miras bırakanın kanuni mirasçılarına ve çıkarılanın varsa altsoyuna karşı açacağı dava ile çıkarmaya itiraz edebileceği- Çıkarmaya itiraz davasında, çıkarma sebeplerinin gerçekleştiğini ispat yükümlülüğünün çıkamadan yararlanan davalı mirasçılara ya da vasiyet alacaklısına düşeceği-
Tenkis davası açma hakkının, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her halde vasiyetnamelerde, açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın açılma tarihinin üzerinden on yıl geçmekle düşmesi gerekeceği-
Çekişme konusu taşınmazların öncesinde tapusuz ve mirasbırakana ait olduğu, onun tarafından bağışlanması sebebiyle kadastro tespitinin davalı adına yapılarak kesinleşmesi ile çap kaydının oluştuğu, muris tarafından yapılan tasarruf, mülkiyeti davalıya geçiren işlemlerde muris muvazaasına ilişkin iddianın dinlenemeyeceği, koşularının varlığı halinde TMK nun 560 ila 571. maddelerinde öngörülen tenkis davasına konu edilebileceği-
Tenkis iddiası, def'i yoluyla her zaman ileri sürülebileceğinden, davalının tenkis def'inin incelenip sonucu uyarınca karar verilmesi gerektiği-
Tenkise veya feragat karşılığı olarak alınan 100 TL’nin geri verilerek miras paylaşımına katılmaya karar verilmesine ilişkin davada, eski BK’nun 20 ve yeni TBK’nun 27.maddelerinin kapsamları göz önünde bulundurularak ve bu maddede yer alan hükmün herhangi bir hak düşürücü süreye tabi olmadığı gözetilerek, her türlü delille kanıtlanmasının mümkün olduğu-