Davacının huzurunda vasiyetnamenin açılıp okunduğu, verilen kararın derecattan geçerek tarihinde kesinleştiği anlaşıldığından, TMK. mad. 571 uyarınca 1 yıllık hak düşürücü süreden sonra açılan tenkis davasının reddine karar verilmesi gerektiği-
Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine konu payın haklı bir neden olmaksızın devredilmemesi-
Tenkis iddiasının, def'i yoluyla her zaman ileri sürülebilleceği-
Mirasbırakanın asıl amacı bağış olduğu halde, mirasçısından mal kaçırmak için tapu sicilinde satış göstermek suretiyle yaptığı temliklerde görünürdeki satış akti muvazaa nedeniyle, gizlenen bağış akti ise şekil noksanlığı yönünden geçersiz olduğu, ancak, tapuda kayıtlı olmayan taşınmazların, taşınır mal niteliğinde olduğu ve zilyetlikten ibaret olan hakkın devri suretiyle yapılan elden bağışlama sözleşmelerinin hiçbir biçim koşuluna bağlı olmadığı, bu nedenle de gizlenerek yapılan bağışlama niteliğindeki tasarrufun geçerli olduğu- Mirasbırakanın sağlığında, gerek 3.kişiden parasını ödeyerek almak suretiyle ve gerekse tarafından yaptığı bağış niteliğindeki kazandırmaların mirasbırakanın ölümünden sonra saklı payların zedelenmiş olduğunun saptanması halinde tenkise tabi tutulacağı-
Davacıya usulüne uygun vasiyetname tebliğ edilmediği, davacının vasiyetnamenin iptali ve tenkis davasını kanundaki 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açtığının kabulü gerektiği-
Miras bırakanın vasiyetname ve miras mukavelesi şeklinde yapmış olduğu tasarruflar ile bağış gibi sağlar arası temliklerin TMK'nun 560 ila 571. maddelerinde düzenlenen tenkis davasına konu teşkil edeceğinin tartışmasız olduğu, o halde, miras bırakan tarafından, asıl davaya konu edilen 818 ve 1231 parsel sayılı taşınmazların tamamı ile 241 parsel sayılı taşınmazdaki 7193/9193 payın sağlar arası bağış şeklinde davalılara temlik edildiği gözetildiğinde tenkis isteğinin kabulüne karar verilmiş olmasının kural olarak doğru olduğu-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve mirasçılar adına tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğiyle açılan davada, tapusuz taşınmazlar üzerindeki zilyetlikten ibaret olan hakkın devri şeklinde olan akitin hiçbir şekil şartına tâbi olmadığı ve tenkis bakımından TMK. mad. 571'deki hak düşürücü sürenin geçirildiğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiği- Davada mirasçılar adına tescil isteği ile terekeye iade istenildiği halde, TMK. mad. 640 gereği yerine getirilmeksizin davacılar adına tescile karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Mahkemece verilen "kök miras bırakan tarafından tapula işlemi sırasında yapılan bağış işleminin geçerli olması sebebiyle muris muvazaası hükümlerinin uygulanmayacağı, tenkis istemi yönünden de hak düşürücü süre geçtikten sonra dava açıldığı"na ilişkin hükümde isabetsizlik bulunmadığı-
Mirasın, mirasbırakanın ölümüyle açılacağı- Tenkis davası açma hakkının, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her halde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın açılması tarihinin üzerinden on yıl geçmekle düşeceği, bu süre hak düşürücü nitelikte olup hakim tarafından yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınacağı-
Vasiyetname usulünce açılıp ilgililere tebliğ edilmeden TMK.nun 559. ve 571.maddesinde gösterilen 1 yıllık hak düşürücü sürelerin işlemeye başlamayacağı- Mirasçılık ve mirasın geçişi, mirasbırakanın ölüm tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirleneceği-Somut olayda, vasiyetnameninaçıldığı, ancakvasiyetname ekli tebligat yapılmadığı, davacıların davasını kanundaki 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açtığı gözetilerek, yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği –