Davacı vekilince; belirsiz alacak davası olarak açılan davada 40,00 TL tazminat talebinde bulunulmuş olup, davada talep edilebilecek üst sınır tazminat miktarı da belli olmadığından hakem heyetince verilen karar, talebin içeriğine ve HMK hükümlerine göre kesin olan kararlardan olmayıp itirazı kabil kararlardandır. Sigorta Tahkim Komisyonunca verilen, davacı vekilinin itiraz başvurusunun, Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının kesin olduğundan bahisle reddine dair karar temyizi kabil karar niteliğinde değildir.
Her ne kadar davalının eyleminin haksız rekabet teşkil ettiği yönündeki mahkemenin kabulü yerinde ise de, davacı vekilinin dava dilekçesinde davalının internet sitesindeki yazının yayınlanmasının ardından toplumda müvekkilinin sattığı balın sahte olduğu yönünde bir algı oluştuğunu, satışlarının büyük ölçüde düştüğünü, yıllara göre artan satış grafiği varken asılsız uyarı yazısının yayınlanması akabinde satışlarda düşme meydana geldiğini ileri sürerek müvekkilinin yıllara göre satışları incelenip davalının haksız eylemi nedeniyle uğranılan maddi zararın tam olarak tespit edildiği anda artırılmak üzere şimdilik 5.000,00 TL belirsiz maddi tazminatın tahsilini talep ettiği, değer artırım dilekçesi ile de talebini bilirkişi raporunda tespit edilen 59.935,37 TL'ye yükselttiği, her davanın açıldığı tarihteki fiili ve hukuki sebeplere ilişkin koşullara göre hükme bağlanacağı, davacının ancak dava açıldığı tarihe kadar gerçekleşmiş alacağının hüküm altına alınmasını isteyebileceği de nazara alındığında davacı, dava tarihindeki alacağının miktarını tam ve kesin olarak belirleyebileceğinden davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararının olmadığı, bu durumda dava değerinin dava dilekçesinde gösterilen miktar olduğu gözetilmeden bedel artırım dilekçesine göre değerlendirme yapılmasının doğru olmadığı-
Davacı vekilince belirsiz alacak talepli olarak 100,00 TL maddi tazminat talebinde bulunulduğu, bedel artırım dilekçesinde talebin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 14.203,34 TL' ye yükseltildiği, reddedilen talep 4.279,91 TL olmakla beraber davacının fazlaya ilişkin haklarının saklı olduğu, davada talep edilecek üst sınır tazminat miktarı da belli olmadığından Uyuşmazlık Hakemince verilen karar talebin içeriğine ve HMK hükümlerine göre kesin olan kararlardan olmayıp itirazı kabil kararlardandır. Temyiz incelemesinin yapılabilmesi için yukarıda açıklanan nedenlerle Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetince bir karar verilmesi gerekir.
İlk Derece Mahkemesince davacı tarafa maluliyet oranının tespiti davası açmak üzere süre verilmesi üzerine 28.06.2013 tarihinde açılan davada davacının geçirdiği iş kazası nedeniyle maluliyet oranının %19,2 olduğunun tespitine dair verilen kararın Yargıtay tarafından onanarak kesinleştiği 09.06.2016 tarihinde zararın kapsamı yani zararlandırıcı olayın değil bedensel zararın niteliği ve unsurları öğrenildiğinden ıslah dilekçesi ile talep edilen maddi tazminatın zamanaşımına uğradığından söz etmenin mümkün olmadığı-
Dava, taraflar arasında imzalanan saklama sözleşmesinden kaynaklanan tazminat ve cezai şart istemine ilişkindir...
Dava dilekçesinde, davanın belirsiz alacak davası olduğuna dair bir beyan bulunmadığı, bulunsa dahi alacağın miktar ve değerinin tam ve kesin olarak belirlenmesi mümkün olduğundan belirsiz alacak davası açılamayacağı, ancak belli bir miktar gösterilerek talepte bulunulduğundan davalının (karşı davacının) davasının kısmi dava niteliğinde olduğunun kabulünün gerekeceği, ayrıca ıslahla arttırılan miktar bakımından alacağın zamanaşımına uğradığı ve feshedilen sözleşmeye dayalı gecikme cezası istenemeyeceği-
Uyuşmazlık, taraflar arasında düzenlenen ''avukatlık ve danışmanlık sözleşmesi'' başlıklı sözleşmeden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir...
Kıdem tazminatı ödenen dava dışı işçinin, yüklenicinin işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, davalı işveren üniversitenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşme ve eklerinde herhangi bir hüküm bulunmaması dikkate alındığında yüklenicinin kendi çalıştırdığı işçisi için ödediği bedeli ve ferilerini davalı üniversiteden talep etme imkânın bulunmadığı bu nedenle davacı şirketin kendi bünyesinde çalıştırdığı işçi için ödediği tazminatı davalı üniversiteye rücu etmesinin mümkün bulunmadığı-
Davalı sigorta şirketi tarafından Kasko Sigorta Poliçesi ile teminat altına alınan davacıya ait aracın hasarlanması nedeniyle tazminat talebi- KDV'nin gerçek zarar kapsamında olduğu, davalının bilirkişi raporuna itiraz etmediği, davalıya usulüne uygun başvuruda bulunulduğu gerekçesiyle davalının bu yöndeki itirazlarının reddine, davacı yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Uyuşmazlık, davacıya ait eser hakkına tecavüzünün tespiti, men'i, ref'i, ayrıca maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir...