Yasal ve atanmış mirasçıların mirası reddebileceği- ölümü tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise mirasın reddedilmiş sayılacağı-
Mirasın hükmen reddine ilişkin davalara bakma görevinin asliye hukuk mahkemelerine ait olduğu-
Mirasın hükmen reddi isteği-
Mirasın hükmen reddi isteği-
Her ne kadar mahkemece, gerekli olmadığı halde duruşma günü tayin edilmiş ve dava dilekçesinde tebligata elverişli bir adres bildirilmediğinden davacının, adres kayıt sisteminde yer alan adresine duruşma günü ve saatini bildirir davetiye gönderilmiş ise de posta memurunca, tebligat evrakı üzerine, muhatabın adresinin kapalı olduğu ve imzadan imtina eden komşusu ...'a haber verildiği şerh düşülerek 7201 sayılı TK'nın 21/2. maddesine göre muhtara teslim edildiği, ancak anılan yasa hükmü uyarınca muhatabın adreste bulunmama nedeniyle ilgili herhangi bir araştırma yapılmadığı gibi komşusuna da bu hususun sorulmadığı anlaşıldığından, davacıya yapılan bu tebligatın usulüne uygun olmadığı, bu durumda mahkemece, davacıya duruşma günü ve saatini bildirir davetiyenin 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine uygun şekilde tebliğ edilerek duruşmaya katılımı sağlandıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, açılan duruşmaya usulüne uygun şekilde davet edilmeksizin, davanın takip edilmediğinden söz edilerek dosyanın işlemden kaldırılmasının ve üç aylık süre sonunda davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı-
Ortaklığın giderilmesi suretiyle yapılan satış sonrası açılan ihalenin feshi davasında, mirasçıların malvarlığı haklarını da etkileyen işbu davada, mirası reddetmeyen mirasçıların mecburi dava arkadaşı olarak hep birlikte davada yer aldıkları, HMK‘nun 124. maddesi uyarınca taraf değişikliği ile mirası kabul eden mirasçılara husumetin yöneltilebileceği, mirasın tüm mirasçılar tarafından kayıtsız şartız reddi halinde terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesine ilişkin sürecin beklenilmesi, taraf teşkilinin sağlanarak karar verilmesi gerektiği-
Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerektiği, icra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edileceği, aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak, bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekeceği-
Mahkemece yapılan incelemelerde murisin borçlarının ve terekesinin aktifinin miktarının ölüm tarihi esas alınarak belirlenmediğinin, mirasçıların mirası kabul anlamına gelecek davranışlarda bulunup bulunmadığı araştırılmadan hüküm kurulduğunun görüldüğü, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı- Davacılar vekilinin vekaletnamesinde mirasın reddini içeren özel yetki bulunmadığından davacılar vekiline özel yetkiyi içeren vekaletname sunması için süre verilmesi ve bu eksikliğin tamamlattırılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken bu hususun gözardı edilmesinin yerinde olmadığı-
Mirasçılık belgesi verilmesi hususunun Türk Medeni Kanunu'nun 598. maddesinde düzenlenmiş olduğu; mirasçılık belgesinin, aksi ispat edilinceye kadar, adına düzenlenmiş bulunan kişi ve kişilerin mirasçılığı lehine bir karine oluşturduğu- Muris ile mirasçıları arasındaki irs (soy) ilişkisini göstermesi yanında, mirasın (terekenin) mirasçılara intikalini de sağlayıcı bir işleve sahip olduğu; bu nedenle mirası reddeden (TMK m. 605/1) mirasçı veya mirasçılar varsa, düzenlenecek mirasçılık belgesinde, mirasçılık sıfatına sahip olan kişi veya kişiler ile miras paylarının gösterilmesi ve mirası ret durumuna işaret edilmekle yetinilmemesi; mirası ret nedeniyle, mirasçılık sıfatını kaybedenlerin ve bunların payının akıbetinin de (kime kalacağının) gösterilmesi gerekeceği-
Davalı ...’ın yargılama sırasında vefat ettiği anlaşıldığına göre, dosya içinde bulunan mirasçılık belgesinde yazılı mirasçılarının usulüne uygun olarak davaya katılmaları sağlandıktan, pasif dava ehliyeti tamamlandıktan sonra iddia ve savunmaları doğrultusunda sonucuna göre karar verilmesi gerekirken; pasif dava ehliyeti tamamlanmadan davanın esası hakkında yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı, mahkemece yapılacak işin, ölen davalının yasal mirasçılarına, duruşma gün ve saatini bildirir davetiye tebliğ etmek, taraf teşkilinin sağlanması halinde yargılamaya devam ederek davanın sonuçlandırılması sağlamak olması gerekeceği-