Davacıların murisi ...........’un ölüm tarihinden sonra muris adına kayıtlı taşınmazların .......... tarihli intikal işlemi ile davacı mirasçıların da aralarında bulunduğu ............. mirasçıları adına intikal edildiği anlaşıldığından, mahkemece, intikal işleminin mirasçıların istemi ile olup olmadığı tespit edildikten sonra bu hususun davacıların terekeyi benimsemesi anlamına gelip gelmeyeceği noktasında değerlendirme yapılması gerekeceği-
Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınması gerektiği- Tasarrufun iptali davasında, davalı borçlu tarafından “mirasın gerçek reddi talepli” dava açıldığı, davanın kabulüne karar verildiği, ancak henüz kesinleşmediği anlaşıldığından, bu dosyanın kesinleşmesi beklenerek, mirasın hükmen reddi kararının kesinleşmesi halinde TMK 612. maddesine göre terekenin tasfiyesinin sağlanması için Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından tasfiye memuru atanması ve tasfiyenin yapılması için bekletici mesele yapılması, ayrıca mahkemece tasfiye memuruna gerekli tebligatlar yapılması ve eldeki davada taraf teşkili sağlanarak karar verilmesi gerektiği-
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden mirasçı davacının, murise ait borç için yapılandırma taahhüdünde bulunduğu, ardından ............. ile ............. tarihleri arasında .............. TL ödeme yaptığı anlaşıldığından, davacının terekeyi benimsediğinin kabulü gerekeceği, Türk Medeni Kanunu'nun 610/2. maddesi gereğince, mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya miras bırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine mal eden mirasçının mirası reddedemeyeceği-
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nin bozma ilamında belirtilen hususlar tek tek tespit edilmediğinden dosyadaki mevcut bilgilerle karar verilmesi eksik araştırmaya dayalı olmakla birlikte, ........... Turizm Lokantacılık Ltd. Şti.’nin tüm ticari defter ve kayıtlarının incelenerek murisin varsa hissesi ile hissesine düşen aktif ve pasifin belirlenmesi gerekeceği- 4721 sayılı TMK’nın 610. maddesine dayalı olarak şirket hisselerinin veya malvarlığının mirasçılar tarafından tasarruf edilip edilmediğinin belirlenmesi amacıyla alanında uzman bilirkişiler tarafından bilirkişi incelemesinin yapılması gerekirken eksik inceleme sonucu verilen kararın doğru olmadığı-
Mirasın reddi davası ile davacıların borçlu sıfatı ile ödediklerinin istirdadı davasının niteliği gereği birlikte görülme olanağının bulunmadığı, bu nedenle davalı banka tarafından fazladan alınan paranın iadesine ilişkin dosyanın ayrılarak, mirasın hükmen reddi davasının kesinleşmesinin beklenmesi, daha sonra işin esasına yönelik inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Mirasın gerçek reddine ilişkin eldeki davada, mirasın kayıtsız şartsız reddine ilişkin dilekçe sulh hakimine ulaştıktan sonra, davacının ayrıca duruşmaya gelmesine ilişkin yasal bir zorunluluk bulunmadığı halde; Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 150. maddesi gereğince "davanın açılmamış sayılmasına" karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Mirasın hükmen reddin tespiti isteği-
Mahkemece hükme esas alınan .............. Asliye Hukuk Mahkemesi kararı ile terekenin borca batık olduğu gerekçesi ile mirasın hükmen reddine karar verilmiş ise de karar ............. Bölge Adliye Mahkemesi'nin ilamı ile kaldırıldığından, mahkemece kararın kesinleşmesi beklenilmeksizin hükme esas alınmasının doğru olmadığı- Sırf yargılama sırasında ölen davalı ........... mirasçılarının sunduğu mirasın reddi kararına dayanılarak davanın reddine karar verilmesinin Türk Medeni Kanunu'nun 612. maddesinde belirtilen usule aykırı olduğu, zira, ilgili madde hükmü gereğince en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan mirasın, sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edileceği, mirasın iflas hükümlerine göre tasfiyesi için yasal prosedürün uygulanıp uygulanmayacağının düşünülmesi, mirasın iflas hükümlerine göre tasfiyesi sonuçlandırıldığı takdirde mirası reddeden davalı için atanacak ve yetkilendirilecek bir temsilci ile davaya devam edilmesi gerekeceği-
Limited şirket ortaklarının, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacakları ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun gereğince takibe tabi tutulacakları- Mahkemece, bu işten anlayan bilirkişi veya bilirkişiler eliyle; murisin, “ortağı” olduğu limited şirketin defter, kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılarak şirketin aktif ve pasifinin saptanması, ayrıca şirketin bilançosu incelenerek murisin ölüm tarihinde şirketin piyasa rayiç değeri uzman bilirkişiler aracılığıyla tespit edilmesi bu suretle murisin şirketteki payı oranında öncelikle aktif mal varlığının belirlenmesi ve murisin şirketin kamu borcundan dolayı sermaye hissesi oranında şahsen sorumlu olacağı miktarın bu suretle saptanması, amme alacağının şirketin mal varlığından tamamen tahsili mümkün ise, davacıların borca batıklığın tespitini istemekte hukuki yararlarının bulunmayacağı gözetilerek isteğin reddedilmesi, murisin ölüm tarihi itibarıyla tespit edilen terekesi aktifinin, borcu karşılamaya yeterli olmaması halinde isteğin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Adli yardım istemi kanun yoluna başvuru sırasında istendiğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 336. maddenin 3. fıkrası uyarınca adli yardım talebini inceleme görevinin Yargıtay'a ait olduğu- Mahkemece; davalı ... mirasçılarının terekenin borca batık olduğuna ilişkin göstereceği deliller toplanıp, ilgili kurumlara yazılar yazılıp mirasçılar bakımından mirasın hükmen reddi koşullarının oluşup oluşmadığının ve terekenin aktif ve pasifi ile mirasçıların terekeyi sahiplenme anlamına gelecek hukuksal bir işlemde bulunup bulunmadıklarının araştırılarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-