28.07.2020 tarihinde kesin mühlet süresi dolduğu hâlde, mahkemenin 16.07.2020 tarihli duruşmasında kesin mühletin dolduğu 28.07.2020 tarihinden itibaren kesin mühletin uzatılmasına karar verilmesi gerekirken kesin mühletin bitiminden dokuz gün sonrasında 07.08.2020 tarihinden başlamak üzere uzatma kararı verilmiş ise de, İcra ve İflas Kanunu'nun 304/2 nci maddesinde son altı aylık süre de dikkate alınarak konkordato sürecinin tamamlanıp karar verilmesi durumunda, mühletler ve uzatma kararları arasındaki boşluk nedeniyle konkordato talebinin usulden reddedilmesinin, sürecin devamında kusuru bulunmayan talep eden eden ve alacaklılar açısından doğru olmadığı- Sadece dokuz gün gecikme ile mühletin sağladığı faydaların ortadan kalktığının söylenemeyeceğine- Bu halde, mühlet 28.07.2020 tarihinde dolduğu hâlde süre bitiminden dokuz gün sonra 07.08.2020 tarihinden başlamak üzere kesin mühletin uzatılmasına karar verilerek süre koşulunun ihlâl edildiği gerekçesiyle konkordato tasdik talebinin usulden reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Kesin mühlet içerisinde bir karar verilemeyeceğinin anlaşılması hâlinde, mühlet hükümlerinin -altı aydan fazla olmamak üzere- devamına karar verilebileceği- Tasdik duruşmasının bırakıldığı tarih gözetildiğinde, İİK.’nin 304/2'de belirtilen altı aylık ek sürenin hâkim tarafından zımnen kullanıldığının kabulü gerektiği- Covid-19 pandemisi nedeniyle duran süreler dikkate alındığında kesin mühletin bitim tarihi ile karar tarihi arasında on üç günlük süre geçtiği, bu sürenin de mahkemece, komiserler kurulundan ek rapor alınması, itirazların değerlendirilmesi amacıyla kullanıldığı dikkate alındığında makul olarak kabul edilecek bir süre olduğu- Mahkemece kesin mühletin bitiş tarihinden sadece on üç gün sonra tasdik kararı verilmekle yargılama süresine etkisi bulunmayan ve kusuru olmayan konkordato talep edenler ile projeye kabul oyu veren alacaklıların aleyhine olacak şekilde on üç günlük gecikme nedeniyle bu kişilerin cezalandırılmasının doğru olmadığı-
Mal varlığının terki suretiyle konkordatoya niteliğine aykırı düşmedikçe adi konkordatonun hükümlerinin uygulanacağı- Kesin mühlet içerisinde karar verilemeyeceğinin anlaşılması hâlinde mahkemenin her hâlde İİK'nın 304/2. maddesi uyarınca mühlet hükümlerinin uzatılmasına dair karar vermesi gerektiği, aksi hâlde mühlet hükümlerinin kendiliğinden ortadan kalkacağı, İİK'nın 304/2. maddesi uyarınca mühletin uzatılmasına karar verilmemesi durumunda, mühlet hükümlerinin zımnen uzadığının kabul edilemeyeceği, mühletin dolması ile birlikte borçlunun, komiserin ve mahkemenin denetiminden çıkacağı, bu süreçte malvarlığında eksilme olup olmadığından, muvazaalı işlem yapıp yapmadığından kimsenin emin olamayacağı, komiserler tarafından sunulan nihai rapora ekli projenin uygulanabilir olup olmadığının tespitinin yapılamayacağı-
Toplantıya katılmadığı halde 7 günlük iltihak süresi içinde alacaklılarının konkordatoya karşı oy kullanma hakkı bulunduğu-
Toplantıya katılmadığı halde 7 günlük iltihak süresi içinde alacaklılarının konkordatoya karşı oy kullanma hakkının bulunduğu, bu doğrultuda ret oyu kullanan vekilin istinaf hakkının bulunduğu-
Konkordato talep eden borçlu şirket yetkilisi mahkemeye çağrılarak dinlenmeden yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu-
Somut olayda, komiser heyetince nihai rapor 03.11.2020 günü ibraz edilmiş olup araya Covid-19 tedbirleri kapsamında uzatma süresi girmiş ve nihayet mahkemece kesin mühlet içinde bir karar verilemeyeceği anlaşıldığından kesin mühletin hitamından sonra İcra ve İflâs Kanunu'nun kesin mühletin uzatılmasına olanak sağlayan 289/5 ve diğer maddeleri gereğince önce üç ay, sonra iki ay, sonra yirmi gün ve sonra da bir ay süre ile kesin mühletin uzatılmasına karar verilmiştir. Mahkemenin incelemenin tamamlanamaması nedeniyle verdiği toplam sürenin hesabında hataya düşerek 20 günlük süre aşılması taraflara (borçlu-alacaklı) yüklenebilecek bir kusur değildir.
Konkordato talep eden borçlu şirketin yetkili temsilcisinin yargılama sırasında mahkemeye çağrılarak dinlenmediği, kanunun amir hükmünün yerine getirilmediği dosya kapsamından anlaşıldığı; bu durumda, konkordato talep eden borçlu şirket yetkilisinin mahkemeye çağrılarak dinlenmeden yazılı şekilde karar verilemeyeceği-
Kesin mühletin hitamından sonraki bir tarihe duruşma günü tayin edilmesi suretiyle, İİK’nın 304/2. maddesi kapsamında verilmiş olan 6 aylık uzatma yetkisinin zımnen kullanıldığının kabulünün gerektiği- Araya Covid tedbirlerinin girmesiyle birlikte nihai uzatma süresi sonunda kesin mühlet 02.01.2021 tarihinde sonra erdiği ve komiser gerekçeli raporunu 04.01.2021 tarihinde mahkemeye sunmuş olduğu, mahkeme yaklaşık 35 gün sonra konkordato hakkındaki kararını verdiği, bu sürenin mahkemece itirazların değerlendirilmesi amacıyla duruşma açılarak geçirilmiş olup makul kabul edilebilecek nitelikte olduğu- Yargılama sürecine etkisi bulunmayan, hiçbir kusuru olmayan talep edenin ve konkordatoya kabul oyu kullananların makul süre olarak kabul edilebilecek gecikme nedeniyle cezalandırılmalarının doğru görülmediği-
<br />Dava, İcra İflas Kanunu’nun 285 ve devamı maddeleri gereğince konkordato istemine ilişkindir.