Bir şeye malik olan kimse o şeyin bütünleyici parçalarının da maliki olduğundan dava konusu binanın bulunduğu taşınmazda kat irtifakı kurulu olup, davalı dışında diğer bağımsız bölüm malikleri de bulunduğundan eski hale getirme isteminin yanı sıra yıkım isteminin de söz konusu olduğu hallerde bu durumdan etkilenecek tüm bağımsız bölüm maliklerinin davada yer almaları gerektiği-
Taşınmazın davalı tarafından davacıya haricen satılıp teslim edildiği, davacının taşınmaz üzerine iyiniyetle bina yaptığı davalının da kabulünde olup, iptale konu zemin bedeli olan miktarın arsa sahibine ödenmek üzere depo ettirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde kalıcı yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekeceği- Muhdesat, şahsi bir hak olup (TMK 722, 724, 729 m.ler), sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmeyeceği-Taşınmaz üzerindeki kalıcı yapı, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemeyeceği, açıklanan bu ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemeyeceği-
Bir şeye malik olan kimsenin, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olacağı- Arazi üzerindeki mülkiyetin, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsayacağı, bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere kalıcı yapılar, bitkiler ve kaynakların da gireceği- Muhdesattan, bir arazi üzerinde kalıcı yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçların da anlaşılması gerekeceği- Muhdesat, şahsi bir hak olup sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmeyeceği- Taşınmaz üzerindeki kalıcı yapı, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların, taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemeyeceği, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemeyeceği-
Başkası adına tapulu veya tapusuz bir taşınmazın kamulaştırılması halinde, taşınmazda malik olmayan ancak üzerindeki muhdesatı meydana getiren kişilere muhdesatın kamulaştırma bedelinin kendisine verilmesini sağlama amacıyla zilyetliği tespit davası açma hakkı tanınmış ise de, kamuya ait mera, yaylak, kışlak, genel harman yeri, orman, aktif dere yatağı niteliğindeki taşınmazların özel mülkiyete konu olamayacakları, bu taşınmazların zilyetlikle edinilemeyecekleri, bu nedenle de bu nitelikteki taşınmazlar üzerinde meydana getirilen muhtesatlara hukuki değer verilemeyeceği gözönüne alındığında, dava konusu taşınmazın niteliğinin araştırılıp soruşturularak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Davacının evle ilgili yapmış olduğu tadilat, tamirat, iyileştirmelerin muhdesat meydana getirme niteliğinde olmadığı, ancak eda davası niteliğinde sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davasına konu edilebileceği, eda davası açılabilecek iken tespit davası da açılamayacağı dikkate alınarak davanın reddi yerine kabulüne karar verilmiş olmasının doğru olmadığı-
Muhdesatın aidiyetinin tespitine ilişkin dava sonucunda verilecek karar, arsa bedelleri karşılığında taşınmazların tapusunun iptali ile davacı adına ½ paylı olarak tesciline karar verilmesi talep edilen davanın sonucunu etkileyeceğinden HMK. mad.165 gereğince bekletici sorun yapılması gerektiği-
Bir şeye malik olan kimsenin, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olacağı- Arazi üzerindeki mülkiyetin, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsayacağı, bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere kalıcı yapılar, bitkiler ve kaynakların da gireceği- Muhdesattan, bir arazi üzerinde kalıcı yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçların da anlaşılması gerekeceği- Muhdesatın, şahsi bir hak olup, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmeyeceği- Taşınmaz üzerindeki kalıcı yapı, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemeyeceği ve kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemeyeceği-
Taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu-
Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olacağı (4721 s.lı TMK 684/1 m)-Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsayacağı, bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynaklar da gireceği (TMK 718 m). 22.12.1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekeceği-Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmeyeceği- Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir hak olduğu (TMK 722, 724, 729 m.ler)-Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemeyeceği, açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemeyeceği-