Muhtesatların mülkiyetinin ve aidiyetinin tespiti isteminin mülkiyet tesj istemini de içerdiği gözönüne alındığında mülkiyet veya aidiyet tespiti istemiyle açılan davalarda, koşullarının varlığı ve davanın kanıtlanması halinde davaya konu muhtesatların davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine, mülkiyet veya aidiyet tespiti teminin ise reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Muhtesatların üzerinde bulunduğu taşınma­zın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemeyeceğinden, muhtesatların mülki­yetinin tespiti istenemez ve aksine bir hüküm bulunmadıkça taşınmaz üzerindeki muhtesatın arzın maliki olan taşınmaz maliki dışın­da başka bir kişiye ait olması sonucunu do­ğuracak şekilde hüküm verilemeyeceği; ancak bu istemle bir dava açılması halinde "Çoğun içinde az da vardır" kuralı gözönünde bulun­durularak koşullarının varlığı ve davanın kanıtlanması halinde davanın kısmen kabulü ile, davaya konu muhtesatın davacı tarafın­dan meydana getirildiğinin tespitine, mülkiyet tespitine ilişkin istemin reddine karar veril­mesinin gerekeceği-
Baraka niteliğindeki taşkın yapının Türk Medeni Kanununun 718. maddesince taşırıldığı arazi mülkiyetine tabi olacağı ve hiçbir arazi maliki bir yapının arazisine taşırılmasına katlanmakla yükümlü kılınamayacağı, Türk Medeni Kanunun 683. maddesinden yararlanılarak haksız tecavüzün kaldırılmasının istenebileceği-
Sağlık Bakanlığı’nca Hazine’ye devredilen hastanenin lojman olan kısmının davacı adına tescili mümkün ise ifraz yolu ile, mümkün değil ise davacı idarenin taşınmazda paydaş kılınarak gerçekleşeceği-
Arza tabi olan yapının arzdan ayrı düşünülemeyeceği-
Yüksekliği nedeniyle yaya ve araç geçişine engel olmasa bile yol üzerine gelecek şekilde yapılan balkonun yola tecavüz oluşturacağı-
Taşınmaz, imar planında askeri sahadan çıkarıl­madıkça, fiili elatmaya son verilmesi davanın konusuz kalmasına neden olmayacağı-
Mahkemenin görevi belirlenir­ken sözleşmede yazılı değere bakmamak el­deki davanın gayrimenkulün aynına ilişkin tapu iptali ve tescil davası olduğu düşünüle­rek dava konusunun davanın açıldığı gündeki değeri keşfen belirlenerek görevli mahkemeyi tayin etmek gerekeceği-
Anılan bağımsız bölümün üzerinde inşa edilen bağımsız bölümlerin de davalıların işgalinde bulunduğunun sabit olduğu, zemine ilişkin hak sahibi olan davacının anılan taşınmazda bu yerin altı ve üstü bakımından mülkiyet hakkına sahip olacağı Türk Medeni Kanununun 718. maddesi hükmü gereği olduğu, öyle ise, davalıların davacıya ait bağımsız bölümün üstündeki yerleri işgalinin haklı bir nedene dayandığının söylenemeyeceği, diğer taraftan davalıların işgali altındaki yerlerin kaçak ve imara aykırı olmasının da davacının bu yer bakımından yukarıda açıklanan ve mülkiyetten kaynaklanan haklarını kullanmasına engel teşkil etmeyeceği, hal böyle olunca, mülkiyet hakkına üstünlük tanınmak suretiyle elatmanın önlenilmesi davasının kabulüne ve belirlenecek ecrimisile hükmedilmesi gerekeceği-