Tasarrufun iptâli davası sırasında verilen ihtiyati haczin, "tasarrufun iptâli kararı" ile kesin hacze dönüşeceği (İİK. 264/III hükmünün burada uygulanmayacağı)–
Bankanın alacağının -4389 sayılı Bankalar Kanunu’na 5020 sayılı yasayla eklenen Ek 5 nci madde çerçevesinde- tahsili için, “üçüncü kişilerin muvazaadan ari hakları aleyhine sonuç doğurmamak” şartının arandığı- İlk kesin hacizden önce konulan ihtiyati hacizlerin, IİK’nın 100’üncü maddesindeki koşulları taşıyıp taşımadıkları kararın gerekçesinde açıklanmadan ilk kesin hacze iştirak ettirilmelerinin usul ve yasaya aykırı olduğu- Bedeli paylaşıma konu mal için konulan haczin düşüp düşmediğinin her dosya için ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği- Hacizlerin yenilenmesi hâlinde yenilenen haczin, yenilendiği tarih itibarıyla yeni bir haciz olduğu ve ilk haczin devamı niteliğinde  olmadığı, yenilenen haciz tarihinin, ilk konulan haciz tarihinden itibaren sonuç doğuracak şekilde kabul edilemeyeceği- Sıra cetvelinde sadece kendilerine pay ayrılan alacaklıların değil, tüm alacaklıların gösterilmesi gerektiği-
İptâl davasına bakan mahkemenin, tasarrufa konu mallar bakımından ihtiyati haciz kararı verebileceği–
Tasarrufun iptâli davası sırasında verilen ihtiyati haczin, "tasarrufun iptâli kararı" ile kesin hacze dönüşeceği (İİK. 264/III hükmünün burada uygulanmayacağı)- Davacı taraf birden çok dosya ile takip yapmış ve her takip dosyası ile birbirinden müstakil alacağını takibe koyduğunu açıkladığından, aynı dosya takip borçluları yönünden tahsilde tekerrür yaratmayacak şekilde hüküm kurulması gerektiği-
İhtiyaten haczedilen malların icrai (kesin) hacze dönüşmeden önce, diğer bir alacaklı tarafından kesin olarak haczedilmesi halinde, ihtiyati haciz sahibi alacaklının bu hacze -İİK. 100'deki koşullar çerçevesinde- kendiliğinden ve muvakkaten iştirak edeceği ve satış bedelinin garameten paylaştırılacağı– (4949 sayılı Kanunla İİK.nun 268. maddesinde değişiklik yapılmadan önce, ihtiyati hacizlerin hacze iştirakinde İİK. 100'deki koşullar aranmazken, değişiklikten (30.7.2003 tarihinden) sonra ihtiyati haciz sahibi alacaklıların aynı mal üzerine konulmuş olan kesin hacizlere ancak İİK.nun 100. maddesindeki koşullar çerçevesinde iştirak edebilecekleri)–
Davalı yanca konulan ihtiyati hacizler 24.02.2000 tarihli olup, bu hacizler 24.09.2003 tarihinde kesin (icrai) hacze dö­nüşmüş olup, davacının ihtiyati hacizleri ise daha sonraki tarihli olup, henüz kesin hacze de dönüşmediğinden davacının garameye dahil edilmesine yasal olanak bulunmadığı-
Davalı yanca konulan ihtiyati haciz, itirazın kaldırılması yargılaması sonunda verilen hükümle 09.06.2005 tarihinde kesin hacze dönüşmüş olup, ihtiyati haciz sahibi alacaklının satış talebinde bulunamayacağı; İcra ve İflas Kanunu’nun 106 ncı maddesindeki sürelerin kesin haciz tarihinden itibaren hesaplanacağı ilkesi gözden kaçırılarak hüküm kurulamayacağı-
6183 sayılı Kanunun 21. maddesinde geçen 'haciz' sözcüğünün 'ihtiyati haczi'de kapsayacak şekilde yorumlanamayacağı; kamu alacaklarından dolayı konulan ihtiyati hacizlerin, üçüncü kişiler tarafından konulmuş olan hacizlere iştirak edemeyeceği–
İİK. 264'de öngörülen sürede itirazın iptâli davasının açılmamış olması halinde, ihtiyati haczin hükümsüz hale geleceği–
İhtiyati hacizlerde alacaklının ihtiyaten haczedilen malın satışını ihtiyati haczin kesinleşmesinden itibaren -taşınırlarda bir yıl, taşınmazlarda iki yıl içinde- istemesi gerekeceği—