Kefili bulunduğu borcu alacaklı bankaya ödeyerek alacağı temlik almış olan kişinin, dosyadaki alacağı "takip alacaklısı" sıfatıyla takip edebileceği–
Alacaklı lehtarın ölümünden sonra eşinin, kocasına vekaleten icra takibi yapamayacağı–
Alacaklının gerek "takip talebi" ve gerekse "ödeme emri"nde, «yabancı para alacağını hangi tarihteki kur üzerinden talep ettiğini açıklamamış olmasının takibin iptalini gerektirmeyeceği–
İcra dosyasına yatırılmış olan parayı, icra dairesinden tahsil ederken -Anayasanın 46/son maddesinden doğan faiz hakkını saklı tutmamış olan alacaklının daha sonra bu maddeden kaynaklanan faiz alacağı için takipte bulunamayacağı–
Sadece «takip talebi»nde veya hem «takip talebi»nde ve hem de «ödeme (icra) emri»nde, takip konusu yabancı para alacağının Türk parası ile tutarının (karşılığının) '- «harca esas değer» olarak- gösterilmemiş olması halinde, icra mahkemesince doğrudan doğruya (kendiliğinden) veya (süresiz) şikayet yoluyla yapılacak başvuru üzerine «takibin iptaline» karar verilmesi gerekeceği, İİK. 58/II-3 hükmünün devletin hükümranlık hakları ve kamu düzeniyle ilgili bir hüküm olduğu–
Anayasanın 46/son maddesi uyarınca «kamulaştırma bedeli alacakları için, kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faiz» talep edilebilse de, icra talebinde % 55 oranında faiz istemiş olan alacaklının -talebini sınırlamış olduğu için- bu hükümden yararlanamayacağı–
İlamda «kıdem tazminatından doğan faizin davalıdan alınarak davacıya verilmesine...» şeklinde hüküm kurulmuşsa, bu hükümle faiz alacağı kapitale dönüşmüş olacağından, bu alacağa tekrar faiz yürütülemeyeceği–
İcra takibinin vekil aracılığı ile yapılmış olması halinde, takip talebinde (ve ödeme emrinde) alacaklının adresi yazılmamış dahi olsa, dosya içindeki vekaletnamede alacaklının adresi belli olduğundan, bu eksikliğin her zaman tamamlatılabileceği-