“Uzlaşma Tutanağı “ başlıklı belgenin incelemesinde; üçüncü maddede “......... İcra Müdürlüğü'nün ........... Esas sayılı dosyasının .............. tarafından takipsiz bırakılacağı, iş bu dosyaya ilişkin olarak ............'den herhangi bir alacak, avukatlık ücreti, harç ve masraf talep edilemeyeceği, .......... plakalı araç üzerindeki şerhin ............. tarihinde kaldırılacağı, ancak dosyanın takipsiz olarak işlemden kaldırılması süresi içinde veya sonrasında ............ tarafından ilk yazılı talep tarihinden itibaren 10 gün içinde alacaklı tarafından dosyaya infaz bildirimi yapılıp harç ve masraflar .............. tarafından ödenmek zorunda kalınırsa hiçbir ihtara gerek kalmaksızın ............'den tahsili amacıyla icra takibine geçilecektir.” yazılı olduğu görülmekle birlikte söz konusu belge, diğer maddeleri ile birlikte bir bütün olarak değerlendirildiğinde, taraflara ve hatta üçüncü kişiye koşullu ve süreli yükümlülükler yüklendiğinin anlaşıldığı, bu haliyle taraflara karşılıklı edimler yüklenen uzlaşma tutanağının, İİK’nın 71. maddesi bağlamında borç ve fer'ilerini sona erdiren “itfa” olarak değerlendirilemeyeceği- İİK'nın 71. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken aynı yasanın 33/a maddesi gereğince, itfa şikayetinin kabulü halinde, "icranın geri bırakılmasına" karar verilmesi gerekirken, "takibin iptaline" hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Uyuşmazlık, kambiyo senedine özgü takipte, takip kesinleştikten sonraki zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması istemli asıl dava ve taşkın haciz şikayeti, hacizlerin ve yakalama şerhlerinin kaldırılması, 89/1.,89/2., ve 89/3. hacizlerinin usulune uygun tebliğ edilmediği, takip kesinleştikten sonraki zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması istemli birleşen dava dosyalarındaki şikayetler istemine ilişkindir...
Takibin zamanaşımına uğraması sebebi ile icranın geri bırakılması ile hacizlerin kaldırılması talebinin her icra dosyası bakımından ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği-
Ticaret sicilinden terkin edilmek suretiyle tüzel kişiliğinin sona eren borçlu şirketin ihyasına karar verilerek yeniden sicile tescilinin sağlanması halinde, ihya kararının etkisini geçmişe yönelik olarak da doğuracağı ve takipte yapılan işlemlerin de geçerli hale geleceği- İhya edilen şirket tasfiye memuru vekili tarafından dava açılmasında herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı- Takip dosyasında gerçekleştirilen usuli işlemler arasında 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığından ve belli aralıklarla takibi ilerletici nitelikte usuli işlemlerin gerçekleştirildiğinden takibin kesinleşmesinden sonraki zamanaşımı itirazına ilişkin (iptal davası da açmış olan) takip alacaklısı davalıya karşı açılan davanın (ve tazminat talebinin) reddine karar verilmesi gerektiği-
Davacı vekili tarafından 01.03.2016 tarihi ile 18.03.2020 Tarihleri arasında dosya alacaklısı tarafından zamanaşımını kesecek işlem yapılmadığı ileri sürülmüş ise de 03.05.2017, 03.05.2018, 30.04.2019 tarihlerinde zaman aşımını kesen takip işlemi yapılmış olduğundan, icra mahkemesince icranın geri bırakılması talebinin reddine karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmadığı-
Menfi tespit davasında davalı/alacaklının davayı reddederek alacağını defi yoluyla ileri sürdüğü, menfi tespit davasının açılmasıyla 04.08.2015 tarihinde zamanaşımının kesildiği, davanın 27.10.2020 tarihinde kesinleştiği, bu nedenle takip sonrası 3 yıllık zamanaşımının gerçekleşmediği-
İlamların icrasında yapılan itiraz ve şikayetlerde tazminat öngörülmediği-
Dosyada zamanaşımını kesen son işlem tarihinden itibaren dava tarihine kadar üç yıllık zamanaşımı süresi geçtiğinden, bonoya dayalı takipte üç yıllık zamanaşımının gerçekleştiği ve icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiği-  Takip açıldıktan sonra, banka tarafından alacağın varlık şirketine devredilmesiyle zamanaşımı süresinin 20 yıl olduğunun kabul edilemeyeceği-
Takip dayanağı belgenin kambiyo senedi niteliğinde bir bono olduğu, 3 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, takibin kesinleşmesinden sonra alacaklı vekilinin ............. tarihinde haciz talebinde bulunduğu ve zamanaşımının kesilmiş olduğu, bu tarihten ................ tarihine kadar dosyanın işlemsiz bırakıldığı, yeniden başlayan 3 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu, mahkeme kararında kamu düzenine aykırılık teşkil eden bir hususun bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesinin yerinde olduğu-
Nafaka borçlusunun, nafaka alacaklısı ile oturup kendisi tarafından infak ve iaşe edildiğini belgelerle bağlı olmaksızın tanık delili ile ispat edebileceği-