Bir ilâmın bölge adliye mahkemesince kaldırılması veya temyizen bozulması icra muamelelerini olduğu yerde durduracağı, bir ilâm hükmü icra edildikten sonra bölge adliye mahkemesince kaldırılır veya yeniden esas hakkında karar verilir ya da Yargıtayca bozulup da aleyhine icra takibi yapılmış olan kimsenin hiç veya o kadar borcu olmadığı kesin bir ilâmla tahakkuk etmesi halinde ayrıca hükme hacet kalmaksızın icranın tamamen veya kısmen eski hâline iade olunacağı- Nafakanın artırılması davasında hükmedilen iştirak nafakasının, bozma ilamı ve sonrasında, mahkemenin davanın açılmamış sayılmasına dair kararının kesinleştiği tarihe kadar devam edeceği, icra müdürlüğünün; davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğinden bahisle tüm aylar yönünden artırım öncesi nafaka miktarı esas alınarak dosya hesabı yapılması ve bu hesaplamaya istinaden fazla ödeme yapıldığına ilişkin tespitinin yerinde olmadığı-
Kısmi ödemelerin öncelikle fer'i alacaklardan mahsup edileceği kuralının bulunduğu-
Takip dayanağı ilamının, bozulması üzerine İİK. mad. 40/1 uyarınca takibin olduğu yerde durması gerektiği, takip dosyasına, dayanak ilamın bozulmasından sonra mahkemece yargılama yapılarak verilen, kesinleşmiş bir karar sunulmadığı da görülmüş olup icra müdürlüğünün haciz ihbarnamesi gönderilmesi yönündeki işleminin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Borçlunun, ilam kesinleşmeden ilamın icraya konulamayacağı yönünde bir şikayeti bulunmamasına rağmen, mahkemece, talep aşılıp bu husus değerlendirme konusu yapılarak icra emrinin iptaline karar verilmesinin doğru olmadığı- İcra işlemleri devam ederken ilamın bozulması halinde icra takibinin olduğu yerde duracağı, ilamlı icra takibinin iptal edilemeyeceği, Yargıtay bozma ilamının ibrazına kadar yapılan icra işlemlerinin ise geçerli olduğu, alacaklının, bozma ilamına karşı karar düzeltme yoluna başvurması halinde dahi icra işlemlerinin olduğu yerde duracağı, bu nedenle takibin durdurulmasının mahkemeden talep edilmesinde ise hukuki yararın bulunmadığı-
Alacaklı vekilinin cevap dilekçesinde, ilk takibe konu alacağın, borçlulardan B. ... A.Ş. tarafından ödenerek icra dosyasının infazen işlemden kaldırıldığını, şikayete konu takibin derdest takip olmayıp, takibe dayanak ilamın bozulmasından sonra verilen karar üzerine ilk takibe konu edilmeyen alacak kalemlerini içerdiğini, bu nedenle ortada mükerrer takip bulunmadığını belirterek şikayetin reddini talep ettiği, temyiz aşamasında ibraz ettiği beyan dilekçesi ekinde de, ilk takip dosyasının infazen kapatıldığına ilişkin icra müdürlüğünce düzenlenmiş olan belge fotokopisi sunduğunun anlaşıldığı, alacaklının cevap dilekçesi ile temyiz dilekçesi ekinde sunduğu belge karşısında; mahkemece İİK'nun 18. maddesi gereğince duruşma açılarak taraf beyanlarının alınması, gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle ilk takip dosyasının infaz edilip edilmediği, ikinci takibin bakiye alacak kalemleri için yapılıp yapılmadığı hususlarının tespit edilerek sonuca gidilmesi gerekeceği-
Mahkemece, alacaklının, borçlu olduğu ilamlı takip dosyasına, alacaklı tarafından yapılmış bir ödeme olup olmadığının araştırılması, ödeme varsa, ödenen miktarın iadesinin, İİK'nun 40. maddesi uyarınca; alacaklının, borçlu olduğu ilamlı takip dosyasından geri istenebileceğinin gözetilmesi, ilamlı takip dosyasına yapılmış bir ödeme yoksa, genel haciz yolu ile ilamsız takibin dayanağı olan “ibraname” başlıklı belgenin, İİK'nun 68/1. maddesinde belirtilen belgelerden olup olmadığı değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece karara esas alınan yerel mahkeme kararının hüküm kısmında; “Davanın kısmen kabulü ile, ................ İcra Müdürlüğü'nün ........ sayılı dosyasında takip konusu edilen...senet dolayısıyla davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine” karar verilmiş olup, borçlu tarafça alacaklıya ödenen dosya borcunun iadesine yönelik hüküm kurulmadığı, bu durumda, icranın iadesine imkan verecek nitelikte kesinleşmiş bir mahkeme ilamı bulunmadığı gibi, borçludan yanlışlıkla fazla para tahsili de söz konusu olmadığından olayda İİK'nun 40. ve 361. maddelerinin uygulanma yerinin bulunmadığı-
Temyize konu şikayet dosyasının geldiği aşama itibariyle, takibe dayanak ilamın bozulduğu ve sonrasında mahkemesince henüz verilen bir karar bulunmadığı, bu durumda ilamın kesinleşmemiş olduğu anlaşıldığından mahkemece, İİK'nun 40/l. maddesi gereğince takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekeceği-
İİK'nun 40. maddesi gereğince bir ilamın nakzı icra muamelelerini olduğu yerde durduracağından alacaklının takibine dayanak yaptığı ilamın bozulması üzerine icra muameleleri olduğu yerde duracağı, bozma kararından sonra bozmaya uyularak yeni verilen ilamla alacaklının duran takibine devam etmesi ve ilamdan kaynaklanan fark alacaklarının muhtıra gönderilmesi suretiyle tahsilinin mümkün olduğu, ilk takibin feragat veya infazla ortadan kalkmadığı durumlarda başlatılan ikinci takibin usul ekonomisi ilkesine aykırılık teşkil edeceği-
Takibin dayanağı olan yerel mahkeme ilamının Yargıtay'ın ilamı ile bozulmasından sonra mahkemece henüz yargılama yapılmamış ve borçlunun borcunun olmadığı kesin bir ilamla tahakkuk etmemiş, dolayısıyla İİK'nun 40/2. maddesinin şartlarının oluşmadığı, o halde, mahkemece, alacaklıya gönderilen muhtıranın iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-