TBK'nun 347. maddesine dayalı olarak açılan on yıllık uzama süresinin dolması nedeniyle tahliye istemine ilişkin davada; taraflar arasında 01.03.1997 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli yazılı kira sözleşmesi konusunda uyuşmazlık bulunmadığı; davacı kiraya veren 24.10.2014 keşide, 28.10.2014 tebliğ tarihli 01.03.2014 – 01.03.2015 dönemi için en az 3 ay önceden süresinde gönderdiği ihtarname ile kira sözleşmesinin yenilenmeyeceğini bildirildiği ve 09.03.2015 tarihinde davanın da süresinde açıldığı anlaşılmış olmakla mahkemece, kira sözleşmesinin sona ermesi nedeniyle kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerektiği-
TBK 347. maddesine dayalı on yıllık uzama süresinin dolması nedeniyle tahliye istemine ilişkin davada: kiralanana ait 01.11.1984 başlangıç tarihli ve iki yıl süreli kira sözlşmesine göre 09.07.2014 keşide, 14.07.2014 tebliğ tarihli ihtarname ile yapılan bildirimin 01.11.2013 - 01.11.2014 dönemi için süresinde olduğundan 10.11.2014 tarihinde açılan davanın süresinde olduğu- kira sözleşmesinin sona ermesi nedeniyle kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerektiği-
TBK’ nun 347. maddesine dayalı kira süresinin bitimi nedeniyle yeni malikin tahliye istemine ilişkin davada; 01.01.2014 tarihinde başlayan 1 yıllık uzama süresine göre 01.07.2014 tarihinde tebliğ edilen ihtarnamenin süresinde olduğu ancak davanın 01.01.2015 tarihinden sonra açılması gerekirken, 31.10.2014 tarihinde, 1 yıllık süre dolmadan açıldığından davanın süreden reddi gerektiği-
Davalıya, TBK. 347.maddesi gereğince, akdin feshedildiğinin ve akdin yenilenmeyeceğinin bildirildiği 14.07.2014 keşide tarihli noter ihtarnamesinin, 16.07.2014 tarihinde Tebligat Yasasının 21. maddesi gereğince tebliğ edildiği bildirilmiş ise de tebligat mazbatasındaki adresin “adres kayıt sistemi”nde gösterilen adres ile aynı olup olmadığının belirtilmediği; bu durumda tebliğ işleminin Tebligat yasasının değişik 21/2.maddesinde belirtilen usule uygun olduğunun düşünülemeyeceği; öte yandan davalıların adreste bulunmama sebebi ve adreste komşu imzası ya da imzadan imtinaya ilişkin bir kayıt da bulunmadığından Tebligat Kanununun 21/1.maddesinde belirtilen usule de uyulmadığı; bu nedenle davaya dayanak yapılan ihtarnamenin tebliğinin usulsüz olup, iş bu ihtarnamenin hükme esas alınamayacağı; bu durumda mahkemece yasal şartları bulunmayan davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
TBK.nun 347.maddesi gereğince tahliye istemine ilişkin davada; yasada belirtilen 10 yılık uzama süresi dolmuş olup , 6098 Sayılı Kanuna uygun olacak şekilde üç ay önceden de bildirim yapıldığı; açıklanan bu nedenlerle 25.07.2014 tarihinde tebliğ edilen ihtarname uyarınca 14.1.2015 tarihinde dava süresinde açıldığından kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerektiği-
Kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin davada; mahkemece, tarafların bilirkişi raporu ile belirlenen 15 günlük makul süreye itirazları ve davacının kiralananı fiilen kendisinin kullanmaya başladığı tarih de gözetilmek suretiyle belirlenecek makul sürenin kira bedeli ile de davalı kiracının sorumlu tutulması gerektiği-
Kira sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada; takip konusu 15/07/2007 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin 8. maddesinde kiracının, kiralananı boşaltmak istediği takdirde en az bir ay evvelinden mal sahibine ulaşacak şekilde bildirmek zorunda olduğu; kiracının fesih ihbar süresine uymadan kiralanan taşınmazı 30/08/2009 tarihinde tahliye ettiği; bu durumda kiracının kira süresinin sonuna kadar kira parasından sorumlu olduğu; bununla birlikte davacı kiralayanın bu yerin yeniden kiralanması konusunda gayret göstermesi, böylece zararın artmasını önlemesi için kendisine düşen ödevi yapması gerektiği; aksi halde hakim tarafından alacak miktarının tenkise tabi tutulacağı; bu durumda davacının zararı tahliye tarihinden kiralananın aynı koşularla yeniden kiraya verilebileceği tarihe kadar boş kaldığı süreye ilişkin kira parasından ibaret olduğu; ama ne var ki sözleşmenin hususi şartlar bölümünün 8. maddesinde tarafların bir aylık feshi ihbar süresi belirlemekle bu süreyi bir ay olarak kararlaştırdığı; bu durumda mahkemece yeniden kiraya vermek için gereken makul sürenin bir ay kabul edilerek bir aylık kira bedeli üzerinden itirazın iptaline karar verilmesi gerektiği-
İtirazın iptali istemine ilişkin davada; mahkemece, kiralananın aynı bedel ve şartlarla ne kadar sürede kiraya verilebileceği mahallinde bilirkişi aracılığı ile keşfen tespit ettirilip, tespit edilen bu sürenin (makul süre) tahliye tarihine eklenmesi ile ulaşılacak tarihe kadar kiracının makul süre kira parasından da sorumlu tutularak karar verilmesi gerekeceği-
Kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada; takibe ve dosyaya dayanak yapılan 01.04.2007 başlangıç tarihli sözleşme 1 yıl süreli olup davalı N.T.'nin bu sözleşmeyi müteselsil kefil olarak imzaladığı; dairemizin benimsediği Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 24.05.2006 tarih ve 2006/6-346 E, 2006/300 Karar sayılı ilamından anlaşıldığı üzere kira süresinin, TBK 347. maddesi gereğince uzadığı hallerde, uzayan kira süresi bakımından kefilin sorumluluğunun devam edebilmesi için; kefilin sorumluluğunun uzayan dönem için devam edeceğinin sözleşmede açıkça kararlaştırılmış olması yanında kefilin uzayan dönemdeki sorumluluğunun azami hangi süreyle ve hangi miktarla sınırlı olacağının sözleşmede açıkça gösterilmiş olması gerektiği-
TBK’ nun 347. maddesine dayalı kira süresinin bitimi nedeniyle kiraya verenin tahliye istemine ilişkin davada; 01.10.1990 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi uyarınca 23.06.2014 keşide, 25.06.2014 tebliğ tarihli ihtarname 01.10.2014 – 01.10.2015 dönemi için süresinde olduğundan ve 15.10.2014 tarihinde açılan dava da süresinde açıldığından, kira sözleşmesinin sona ermesi nedeniyle kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerektiği-