Müflis hakkında verilen iflas kararının bozulmasının, iflasın sonuçlarını hemen ortadan kaldırmayacağı, iflas kararının bozulması ile icra muameleleri kaldığı noktada donacağından, kesinleşecek yeni hüküm çerçevesinde işlem yapılması gerektiği, yani iflasın sonuçlarının ortadan kalkması için bozma ile oluşan durumun kesinleşmesinin gerektiği-
İİK. mad. 164/son uyarınca ise iflas kararı bozulursa borçlunun malları üzerindeki tedbirlerin devam edeceği, müflis hakkında verilen iflas kararının bozulması, iflasın sonuçlarını hemen ortadan kaldırmayacağı, iflas kararının bozulması ile icra muameleleri kaldığı noktada donacağından, kesinleşecek yeni hüküm çerçevesinde işlem yapılması gerekeceği, yani iflasın sonuçlarının ortadan kalkması için, bozma ile oluşan durumun kesinleşmesi gerekeceği-
İflâs davasının, İİK. mad. 158 uyarınca basit yargılama usulüne tabi olup, İİK. mad. 164 gereğince 10 gün içinde kanun yollarına müracaat edilmesi gerektiği, menfi tespit davasının ise genel hükümlere tabi olup kanun yollarına başvuru süresinin 15 gün olduğu, her iki davanın yargılama usulleri ve kanun yollarına başvuru süreleri birbirinden farklı olduğundan, davaların ayrı ayrı görülmesi, ve daha önce açılan menfi tespit davasının sonucu beklenerek iflâs davasının karara bağlanması gerekeceği-
Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 1989/3 E., 1990/4 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında Yargıtay tarafından da karar verilebileceği kabul edilmiş olmakla, müdahil N... vekilinin temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği-
Tavzih yolunun bir hükmün yeterince açık olmaması veya icrasında tereddüt uyandırması yahut birbirine aykırı fıkralar içermesi durumunda hükümdeki gerçek anlamı meydana çıkarması amacıyla başvurulan bir yasal yol olduğu, mahkemenin, hükmü yalnız tavzih etmekle yetineceği, yoksa kesinleşmiş bir hükmün, hükmün açıklanması (tavzihi) yoluyla sınırlandırılamayacağı, genişletilemeyeceği ve değiştirilemeyeceği, bu nedenle de mahkemenin, hüküm kurmadığı bir konuda, hükümde unutmuş olduğu gerekçesiyle tavzih yolu ile karar verip, bu hususu da hükme ekleyemeyeceği, miktarları da değiştiremeyeceği, bu itibarla, davalı müflis şirket iflas idaresinin vekilinin İİK. mad. 164 gereğince 10 gün içinde süresinde temyiz yoluna başvurması gerekirken, tavzih yoluna başvurarak davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesini sağlamasının mümkün olmadığı-
İflas kararının temyizine ilişkin dilekçenin hakime havale ettirilmesi ile yetinilmesi ayrıca temyiz defterine kayıt ettirilip harcının yatırılmamış olması halinde temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 1989/3 Esas, 1990/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında Yargıtay tarafından da karar verilebileceği kabul edilmiş olmakla, temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği-
Borca batık bir şirketin ıslahının mümkün olup olmadığının bilirkişice tespit edildiği, bilirkişi raporuna göre şirketin borca batık olmadığı ve aktifinin pasifinden fazla olduğunun tespit edilmiş olması nedeniyle; şirketin iflasına hükmedilmesi kararı yerine, sadece iflasın ertelenmesi talebinin reddine karar verilmesi gerektiği-