Borçlunun iştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazının tapu kaydına haciz koyan alacaklının İİK.'nun 106. maddesinde öngörülen süre (bir yıl) içinde aynı kanunun 121. maddesine göreicra hukuk mahkemesinden "yetki belgesi" alıp ortaklığın giderilmesi davası açması halinde süresinde satış istemiş sayılacağı (ortaklığın giderilmesi davasının açıldığı tarihte satış istemiş sayılacağı) aksi taktirde ortaklığın giderilmesi davası açılmaması halinde alacaklının borçlunun hisseli taşınmazı üzerindeki haczinin düşeceği- Alacaklının ayrıca ortaklığın giderilmesi kararından (kanımızca ortaklığın giderilmesi kararının kesinleşmesinden) itibaren İİK.'nun 106. maddesinde belirtilen süre içinde (bir yıl) satış avansını yatırıp satış talebinde bulunması gerekeceği aksi taktirde borçlunun hisseli taşınmazı üzerindeki haczinin düşeceği-
Borçlu, İİK'nun 106-110. maddelerine dayalı olarak hacizlerin kaldırılmasını talep etmekte olup, borçlunun bu isteminin harca tâbi olmadığı, icra müdürlüğünün tahsil harcı yatırılmasına ilişkin işleminin yasal bir dayanağının bulunmadığı-
Alacaklının 04.09.2013 tarihli haciz talebi üzerine 21.10.2013 tarihli Sulh Mahkemesi kararıyla babalarının mirasını kayıtsız şartsız reddeden borçluların, bu aşamadan sonra taşınmazlar ve araç üzerinde herhangi bir tasarruf hakları kalmadığından borçluların haczin kaldırılmasını istemekte hukuki yararlarının bulunmadığı gibi icra müdürünün re'sen haczi kaldırma yetkisi de olmadığı-
Alacaklı tarafından hacizden itibaren 2 yıllık süre dolmadan satış talep edilerek bir miktar satış avansının dosyaya yatırılması ile İİK.'nun 106-110. maddelerinde düzenlenen sürenin dolmadığının kabulü gerekeceği-İcra müdürlüğünce "kıymet takdiri yapılmamış olması veya başka bir nedenle" satış talebinin reddedilemeyeceği-
Alacaklının hacizlerin kaldırılmasını talep etmesi halinde bu istem, alacağın haricen tahsil edildiğine karine teşkil edeceğinden, hacizlerin kaldırılması için 492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun 23. maddesine uygun olarak tahsil harcının ödenmesinin zorunlu olduğu- Somut olayda borçlu, İİK'nun 106-110. maddelerine dayalı olarak hacizlerin kaldırılmasını talep etmekte olup, borçlunun bu isteminin harca tâbi olmadığı-Bu nedenle icra müdürlüğünün tahsil harcı yatırılmasına ilişkin 02.07.2013 tarihli işleminin yasal bir dayanağının bulunmadığı-
Alacaklı tarafından 2 yıllık süre dolmadan satış talep edilerek bir miktar satış avansı dosya yatırıldığı anlaşıldığından İİK. 106-110. maddelerinde düzenlenen sürenin dolmadığının kabul edileceği-
Her ne kadar şikayet tarihinde borçlu Yargıtay'ın ilgili dairesinden tehiri icraya dair karar getirememiş ise de, tehiri icra kararı alınmış olsa bile bu karar takibi olduğu yerde durdurur, karardan önce uygulanan haciz işlemlerini ortadan kaldırmayacağı-
20.08.2008 tarihinde haciz işlemi yapılarak sanığa yediemin sıfatıyla teslim edilen hacizli malların satış günü satış mahallinde hazır edilmedikleri 14.01.2010 tarihli tutanakla tespit edilmiş ise de; suç tarihinde yürürlükte bulunan 6352 sayılı Kanunun 21 ve 22. maddeleri ile değişiklikten önceki İİK'nın 106 ve 110. maddeleri gereği hacizli taşınır malların satışının hacizden itibaren bir yıllık süre içerisinde istenmemesi halinde haczin başka bir işleme gerek kalmaksızın kalkacağı ve muhafaza görevini kötüye kullanma suçunun hukuka aykırılık öğesinin oluşmayacağı gözetilmeden sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İcra memuru tarafından, satış talebi reddedilen alacaklının, red kararının iptali için icra mahkemesine başvurmamış olması halinde icra memurunun red kararı doğrultusunda alacaklının süresi içinde satış istememiş sayılacağı ve koymuş olduğu haczin süresi içinde satış istenmemesi nedeniyle düşmüş olacağı-
Tasarrufun iptali davası açan alacaklı şikayetçinin tarafı olmadığı icra takip dosyasında uygulanan haczin kaldırılmasını isteme hakkının bulunmadığı, ileri sürülen iddiaların sıra cetveline itirazda tartışılacak hususlar olduğundan icra mahkemesince istemin aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği-