İdare aleyhine açılan haciz veya ihtiyati haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararların (2577 sayılı İYUK 28/1) kesinleşmeden infaz edilemeyeceği; somut olayda, takip dayanağı İstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/317 E. 2016/52 K. sayılı ilam takip konusu yapılmış olup ilamın incelenmesinde; taşınmazlardan 911 Ada 23 parsel için 1/4 hissenin iptaline bu payın davacı adına tapuya tesciline karar verildiği; 524 Ada 12 parsel için ise daha önce üçüncü kişiye satılmış olması nedeniyle tazminata karar verildiği; bu durumda anılan ilamın kesinleşmeden takibe konu edilemeyeceği-
Davalının mülkiyet iddiasının bulunmadığı, bağımsız bölümün kat karşılığı inşaat ve satış vaadi sözleşmesine göre davacı arsa sahibine düştüğünün tarafların kabulünde olduğu, taşınmazın fiilen ve hukuken teslime hazır olduğu halde davacı tarafça teslim alınmaktan imtina edildiğine ilişkin savunmada bulunduğu ve bu durumda ilamın infazı için kesinleşmesi gerekmeyeceği-
Direklerin kal'ine ilişkin hüküm bulunan ilamın kesinleşmeden takip konusu yapılamayacağı-
Boşanma hükmünün kesinlemesi ile buna bağlı fer'i nitelikteki iştirak nafakası, maddi- manevi tazminat ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin de takibe konulabilir hale geldiği-
Yıkıma ilişkin davalar sonunda verilen kararların kesinleşmeden icra edilemeyeceği- Mahkemece, belediye kararı ile davalının tapu tahsis belgesinin iptal edildiği ve bu nedenlerle taşınmazın mülkiyeti yönünde de bir ihtilafın olduğu ve ilamın kesinleşmeden infaz edilemeyeceği-
Paydaşlardan birinin diğerlerinin rızası olmadan taşınmazı 3. bir kişiye kiraya vermesine ilişkin olarak geçersiz kira akdi yapılmış olduğu iddiasıyla açılan el atmanın önlenmesi davasına ilişkin ilamın takibe konulması için kesinleşmesinin gerekmeyeceği-
İcra Mahkemesi'nce bozma ilamına uyulduğu halde bozma ilamı doğrultusunda borçlu M.Ş.'in şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken, alacaklı S.Y. vekilinin İcra Müdürlüğü'nün 2013/777 esas sayılı takip dosyasındaki 20.02.2015 tarihli işleminin kaldırılması yönünde ayrı bir esasa kaydedilerek yargılaması yapılması gereken 03.06.2015 tarihli şikayet dilekçesi değerlendirilerek o dilekçe hakkında hüküm oluşturulmasının doğru olmadığı-
Hakaretten kaynaklanan manevi tazminat alacağına ilişkin davanın, tarafların şahsı ya da ailevi yapılarına ilişkin hukuki durumlarında ve bunlara ilişkin sicil ve kayıtlarında bir değişiklik yaratmadığı, tarafların mal varlığını etkilediği, bu konudaki ilamın takibe konulabilmesi için kesinleşmesinin gerekmediği-
Faiz şikayetinin süresiz şikayet olduğu ve her zaman ileri sürülebileceği- Borçlunun şikayeti, takip öncesi ve takip sonrası faize yönelik şikayet olup, daha önce borçlu vekili banka ismi bildirdiğinden bu kez alacaklı vekilinin bildireceği bankalardan, kıdem tazminatı faiz hesabı için (hakkın) doğum tarihinden itibaren birer yıllık devreler halinde mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranının sorulması ve hakkın doğum tarihinden dosya hesabının yapıldığı tarihe kadar kıdem tazminatı için istenebilecek faiz miktarının dosyaya celp edilen bankaların faiz oranları karşılaştırılarak, diğer alacaklar yönünden ise ilamda belirtilen tarihlerden itibaren dosya hesabının yapıldığı tarihe kadar yasal faiz üzerinden bilirkişiye hesaplattırılması gerektiği- Sadece takip tarihinden dosya hesabının yapıldığı tarihe kadar faiz hesabı yapan bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmesinin hatalı olduğu-
8. HD. 21.06.2016 T. E: 2015/9203, K: 10928-