Davacının başka kadınlarla ilişki kurduğu, davalı kadının da kocasına ağır hakaretlerde bulunduğunun anlaşıldığı, bu durumda, birinin kusurunun diğerinin kusuruna üstün tutulmasının mümkün olmadığı, evlilik birliği temelinden sarsıldığından boşanmaya karar verilmesinin gerektiği-
Davalı karısını kuaförde gelinliği ile uzun süre bekleten ve sonra da almayan davacı kocanın açtığı boşanma davasının kabul edilemeyeceği–
Davalının yaptığı -müşterek çocuğu öldürmek gibi- şuursuzca bir eylemin, MK. 162 ve 163’de öngörülen boşanma sebebine esas alınamayacağı–
«Kadının evlenirken kız olmadığı»nı teyit eden bir bulgu bulmadığı halde, kocasının etrafa böyle bir söylenti yaymış olmasının, kadın bakımından evlilik birliğini temelinden sarsmış olacağı–
«Kocasını istemediğini, kocası ile gitmeyeceğini» söyleyen ve nişan yüzüğünü kocasına iade eden kadının bu tutumunun evlilik birliğini temelden sarstığının kabulü gerekeceği–
Eşine hakaret eden, bıçakla üzerine yürüyüp «ananın ve senin kanını içeceğim» diye tehditte bulunan eş hakkında boşanma kararı verilmesi gerekeceği–