İşverence kendisine ücretsiz izin verilmediği halde izinsiz ve mazeretsiz olarak işe gelmediği sabit olan davacının iş sözleşmesinin, işverence haklı sebeple feshedildiğinin kabulü dosyaya daha uygun düşeceğinden kıdem, ihbar tazminatı taleplerinin reddi yerine kabul edilmesinin hatalı olup bozmayı gerektirdiği -  Dava tarihinden önce işverenin temerrüde düşürüldüğü iddia ve ispat olunmadığına göre, ihbar tazminatı ve fazla çalışma alacakları yönünden dava ve ıslah tarihinden itibaren faize karar verilmesi gerekirken, alacağın tamamına dava tarihinden itibaren faiz işletilmesinin isabetsiz olup ayrıca bozmayı gerektirdiği-
Faiz oranı konusunda alacaklı ile borçlu arasında yapılmış olan “bono dışındaki sözleşmelerde” öngörülen ve “bono nedeniyle” alınacak faizi belirleyen “akdi faiz” ile ilgili anlaşmanın tarafları bağlayacağı, 3095 sayılı Kanun’un 2. maddesine göre de “sözleşme ile yasal faizin aksinin kararlaştırılabileceği”, sözleşmede öngörülen faiz oranının uygulanabilmesi için ise, takip dayanağı bonoya açıkça atıf yapılmış olması diğer bir deyişle “bono bedeli hakkında sözleşmede kararlaştırılan faizin uygulanacağı”nın, bononun vade ve tanzim tarihleri ile miktarının belirtilmek suretiyle açıklanmış olmasının gerekeceği-
İtirazın iptali davası-
İtirazın iptali davası-
Mahkemece, genel haciz yolu ile yapılan ve kesinleşen ilamsız icra takibinde, bakiye dosya borcu hesaplanırken, takip tarihinden sonra işleyecek faiz miktarının tesbitinde, takip tarihi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun yürürlük tarihi arasında, takipte kesinleşen faiz oranı olan yıllık %180 oranının uygulanması, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun yürürlüğe girdiği tarihten sonra ise, aynı Yasanın 120. maddesi dikkate alınarak belirlenecek temerrüt faiz oranının uygulanması gerektiğinden, bilirkişiden ek rapor alınarak, bakiye dosya borcu bulunup bulunmadığının tespiti ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Davalıdan istenen aidat miktarı genel kurul kararları ile belirlendiğinden ve genel kurul kararları da sözleşme niteliğinde olduğundan davalı ortaktan aidat borcunu geç ödemesinden dolayı istenebilecek azami faiz oranının TBK. mad.120/2 'de düzenlenmiş yıllık temerrüt faiz oranı olduğu, davacı kooperatifin genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranının, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacağı-
Davada  karar tarihinden sonra yürürlüğe giren TBK. mad. 88'in değerlendirilmesi gerekçesiyle bozulması üzerine, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu mahkemece, asıl alacak yönünden taleple bağlı kalınarak dava tarihinden itibaren temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, asıl alacak yönünden fazlaya ilişkin istemin saklı tutulmasına, infaz aşamasında temerrüt faizi hesabı yönünden BK. mad. 120'nin gözönünde tutulmasına karar verilmesinin isabetli olduğu-
Davacının borcuna mahsuben ödeme yapıldığı iddiasıyla borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin davada, davalının asıl borçlu adına yaptığı ödemeyi asıl borçludan talep edebileceği, davacı kefilden talepte bulunamayacağı-
Mahkemece borçlunun ihtarnameye itirazlarının İİK'nun 150/ı maddesinin göndermesiyle aynı kanunun 68/b maddesi çerçevesinde bilirkişi incelemesi yapılarak değerlendirilmesi ve bu şekilde sonuca gidilmesi gerekeceği-