TÜRK BORÇLAR KANUNU > - Genel Hükümler > - Borç İlişkisinin Hükümleri > - Borçların İfası > - A. Genel olarak > - II. İfanın konusu > Madde 88 - 5. Faiz
Kooperatif genel kurulunca belirlenen aidatların ödenmesinde gecikme durumunda alınacak temerrüt faizinin yasal temerrüt faiz oranından daha fazla miktarda kararlaştırılabileceği ancak tarafların, uygulanacak faizi oranını, belirlerken 6098 sayılı TBK’nın 120/2. maddesinde öngörülmüş olan sınırlamayı dikkate alınmak zorunda olduğu-
6098 s. TBK.'nun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76' ncı, faize ilişkin 88'inci, temerrüt faizine ilişkin 120'nci ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138'inci maddesi, görülmekte olan davalarda da (ve icra takiplerinde de) uygulanacağı, 6098 s. TBK'nun faiz ve temerrüt faizine ilişkin 88. ve 120. maddeleri gereğince değişen oranlarda faiz oranlarının uygulanabilmesi için talep edilen faiz oranının takip tarihi itibariyle ticari veya yasal faiz oranına denk olması gerekeceği, ödeme emrinde talep edilen faiz oranının yasal ve ticari faizin üzerinde olması ve itiraz edilmeksizin kesinleşmesi durumunda anılan faizin uygulanması gerekeceği, alacaklı tarafından takipte istenen %60 işleyecek faiz oranının, takip tarihinde geçerli olan ticari veya yasal faiz oranına denk gelmediği ve bu oranların oldukça üzerinde olması karşısında, alacaklının talebinin ticari faiz olduğu sonucuna varılamayacağı, borçlunun yasal sürede ödeme emrinde talep edilen faiz oranına itiraz etmemesi üzerine kesinleşen bu oran üzerinden faiz hesaplanması gerekeceği-6098 s. TBK.'nun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76' ncı, faize ilişkin 88'inci, temerrüt faizine ilişkin 120'nci ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138'inci maddesi, görülmekte olan davalarda da (ve icra takiplerinde de) uygulanacağı, 6098 s. TBK'nun faiz ve temerrüt faizine ilişkin 88. ve 120. maddeleri gereğince değişen oranlarda faiz oranlarının uygulanabilmesi için talep edilen faiz oranının takip tarihi itibariyle ticari veya yasal faiz oranına denk olması gerekeceği, ödeme emrinde talep edilen faiz oranının yasal ve ticari faizin üzerinde olması ve itiraz edilmeksizin kesinleşmesi durumunda anılan faizin uygulanması gerekeceği, alacaklı tarafından takipte istenen %60 işleyecek faiz oranının, takip tarihinde geçerli olan ticari veya yasal faiz oranına denk gelmediği ve bu oranların oldukça üzerinde olması karşısında, alacaklının talebinin ticari faiz olduğu sonucuna varılamayacağı, borçlunun yasal sürede ödeme emrinde talep edilen faiz oranına itiraz etmemesi üzerine kesinleşen bu oran üzerinden faiz hesaplanması gerekeceği-
Davacı, davalıların bayilerle yapılan anlaşmalara uygun olarak vade farklarını zamanında tahsil etmediklerini, zararının doğduğunu ileri sürmüş olup, vade farkı alacağının öncelikle asıl sorumlularından tahsili, mümkün olmadığı takdirde davalılardan tahsilinin gerektiği, ancak; davalılar aleyhine açılan işbu dava, sorumluluk davası niteliğinde olup, koşulları oluştuğunda yöneticilerden de doğrudan talep edilmesinin mümkün olduğu, bu tür zarar alacağında, sıralı bir sorumluluğun söz konusu olmadığı, o halde; vade farkının tahsil edilmemesiyle ilgili olarak davacının dava hakkının bulunduğunun kabulü ile, bu kalem zarar iddiasıyla ilgili olarak da işin esasının incelenmesinin gerektiği- Davacı vekilinin, 05.06.2006 tarihli oturumda dava ettiği tazminat tutarının tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istediği, davalılarca da bu isteme karşı iddianın genişletildiği yönünde karşı konulmaması üzerine; eski TTK'ya göre, yönetim kurulu üyelerinin, kusursuzluklarını ispat etmek ve zarara neden olan görevin bir veya birkaç yöneticiye yahut murahhaslara verildiğini kanıtlamaları halleri hariç, yasa ve ana sözleşme hükümleri uyarınca yapılması gereken görevlerini kasten veya ihmal sonucu olarak yapmazlarsa, meydana gelen zarardan müteselsilen sorumlu olacağı ve yeni seçilen yönetim kurulu üyelerinin, seleflerinin belli olan yolsuz muamelelerini denetçilere bildirmek zorunda olup, aksi halde bu sorumluluğa iştirak etmiş sayılacağı, yöneticiler için düzenlenen kusursuz sorumluluk halinin, aynı zamanda denetçiler için de öngörüldüğü, kurul halinde çalışmaları kararlaştırılmışsa, bu sorumluluğun da müteselsil nitelikte olacağı düzenlenmiş olup; tazminat talebinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili yönünde olduğu dikkate alınmadan, yazılı şekilde davalıların payları oranında hüküm kurulmasının doğru görülmediği- Talep edilen tazminatın, 31.12.2002 gününden itibaren temerrüt faiziyle tahsiline karar verilmesi istenirken, talep aşılarak yazılı şekilde temerrüt tarihinin 31.12.2001 tarihi olarak tespit edilmesinin de doğru görülmediği-
Dava konusu aidat miktarı kooperatif genel kurul kararlarıyla belirlendiği ve genel kurul kararları da sözleşme niteliğinde olduğundan takip konusu alacak kalemlerine uygulanması gereken azami faiz oranının TBK’nın 120/2. maddesinde düzenlenmiş yıllık temerrüt faiz oranı olup, davacı kooperatifin genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranının, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacağı-
Dava konusu aidat miktarı kooperatif genel kurul kararlarıyla belirlendiğinden ve genel kurul kararları da sözleşme niteliğinde olduğundan davacının aidat borcuna uygulanması gereken azami faiz oranı TBK’nın 120/2. maddesinde düzenlenmiş yıllık temerrüt faiz oranı olup, davalı kooperatifin genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranının, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacağı-
Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranının, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirleneceği, sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranının, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacağı, akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranının geçerli olacağı-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde; şart gerçekleşinceye kadar sözleşme hükümlerinin askıda olduğu bu durumda alacaklının ifayı isteme hakkı, borçlunun da ifa yükümlülüğünün başlamayacağı-