Davacıların müşterek malik oldukları taşınmaz üzerinde kendilerine düşen kısımda inşaata başladıkları, paydaşlar arasında kalıcı bir taksim olmadığı iddiasıyla davalının inşaatın tedbiren durdurulmasına sebep olduğu, haksız ihtiyati tedbir sebebiyle inşaat ve işçilik fiyatlarında artış olduğu ve zarara uğradıklarını belirterek tazminat talep ettiği, davalının ise zamanaşımı itirazında bulunduğu, zamanaşımı definin davanın başlangıcında verilmesi gereken cevap ve cevaba cevap dilekçeleriyle ileri sürülmediği ve süresinde olmadığı anlaşıldığından bahisle, zamanaşımı sebebiyle davanın reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davaya taraf olmayan şirketin, verilen ihtiyati tedbir kararından zarar görmesinin mümkün olmadığı-
Tescilli tasarım belgesinden doğan hakların korunması amacıyla aldırılan ve uygulanan ihtiyati tedbirden doğan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkin davada, ihtiyati tedbirin uygulandığı döneme göre davacının salt ihtiyati tedbire konu tasarımlara ait ürünlerin üretilmemesi ve satılamaması sebebiyle elde edemediği net kara göre belirlenmesi ve takdir edilen manevi tazminatın davalı aleyhine daha makul oranda hükmedilmesi gerektiği-
Haksız ihtiyati tedbirden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin davada, haksız ihtiyati tedbir nedeniyle tazminat istenebilmesi için öncelikle ihtiyati tedbir kararının haksızlığının anlaşılması gerektiği, ihtiyati tedbir kararının verildiği davada, davacıya ait faydalı model belgesinin yeni ve ayırt edici niteliğinin bulunmadığı belirlendiğinden, ihtiyati tedbir kararının haksızlığından sözedilemeyeceği-
Haksız ihtiyati tedbire dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davanın, haksız eylemin meydana geldiği yerde açılmasında bir isabetsizlik bulunmadığı-
Benzinlik üzerindeki tedbir nedeniyle rezerv kaydının kaldırılmadığı, vadeli petrol ürünlerinin alınamadığı belirtilmişse de konulan ihtiyati tedbir nedeniyle akaryakıt istasyonu işletmeciliği alanında davacının ek bir mâlî külfetle karşılaşmadığı, davacı ile akaryakıt şirketi arasındaki ticari münasebetin olumsuz yönde etkilenmediği, tedbir konulan tankerin, ihtiyati tedbirin konulduğu tarih itibari ile 25 yaşında olduğu, bu araç üzerindeki ihtiyati tedbirin yaklaşık bir yıl süre ile devam ettiği, davacının ihtiyati tedbirin kaldırılmasından altı yıl kadar sonra bu aracı belediyeye hibe ettiği nazara alındığında iddialarının samimi görülmediği, kapsamlı zirai faaliyetler sebebiyle zirai faaliyetleri destekleyecek sübvansiyonlu kredilerin, tedbirler nedeniyle ipotek verilemediğinden kullanılamadığı ve ürünlerin daha maliyetli olarak üretildiği iddiaları ile ilgili dosyaya ibraz edilen delil ve belgeler itibari ile maddi bir zarara uğranıldığı hususunda herhangi bir kanaate varılamadığı, ........ esas sayılı dosya içeriği itibari ile davalıların talepleri üzerine ........ plakalı araç üzerine mahkemece konulan ihtiyati tedbirlerin kaldırılarak başka malvarlıkları üzerine kaydırıldığı, konulan ihtiyati tedbir nedeniyle davacının maddi ve manevi bir zarara uğradığının ispata muhtaç kaldığı-
Gabin hukuksal nedenine dayalı olarak iptal tescil, bedelin uyarlanması ve ihtiyati tedbir istemli davada, davacı lehine hüküm alınması halinde davalının, taşınmazı elden çıkardığı tarihte mağdur duruma düşebileceğinden bahisle, davacının tedbir isteği bakımından karar verilmesi gerektiği-
Davacının davalı aleyhine muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak ancak taşınmazın 3.kişiye devredilmesi nedeniyle fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak bedel isteğiyle dava açtığı, davalıya ait parsel kaydına ihtiyati tedbir konulduğu, tedbir isteğinin kabul edilmesi durumunda aleyhine tedbir kararı verilen kişinin bir zararının oluşması halinde, 6100 sayılı HMK'nun 399. maddesi uyarınca tazminat isteyebileceği, davacının, tedbir isteği bakımından bir karar verilmesi gerektiği-
Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan HUMK. mad. 110 gereğince mahkemeden ihtiyati tedbir kararı almış bulunan bir kimsenin bu karar yüzünden diğer tarafın ve üçüncü kişilerin uğradıkları zararı tazminle yükümlü olduğu- İhtiyati tedbir kararından doğan sorumluluğun kusursuz sorumluluk olduğu, ancak sorumluluğun doğması ihtiyati tedbir kararının haksızlığının dava sonunda saptanması, haksız ihtiyati tedbir kararı sebebiyle bir zararın doğması ve zarar ile haksız ihtiyati tedbir kararı arasında uygun nedensellik bağının bulunması koşullarının gerçekleşmesi gerektiği- Davacının zararının, tedbir nedeniyle kullandırılmayan kredinin sonradan da kullandırılmaması halinde oluşacağı- Davacının, ortaklarına kullandırabileceği kredi limiti belirli olup, bu kredinin tedbir süresince kullandırılmaması halinde sonraki tarihlerde kullandırılmasının mümkün olduğu, davacının varsa somut zararının tespiti için tedbir kararından önceki ve sonraki yılların kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, tedbir kararı nedeniyle davacının zararının bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekeceği- Gerçek zarar saptanmadan kredi için başvuran kişilerin soyut beyanıyla karar verilmesi isabetsiz olduğundan, kredi için başvuran ortakların kredi taleplerinde belli bir zaman dilimi belirtmemeleri karşısında anılan kişilere sonraki tarihte kredi verilme imkanı bulunup bulunmadığı, daha önce kooperatifçe kredi tahsis edilen tüm ortakların krediyi kullanıp kullanmadıkları, kredi tahsis edilen ortakların krediyi kullanmalarının mutat olup olmadığı üzerinde de durulması ve kredi tahsisi için kooperatife başvuran bazı ortakların daha sonra başka bir resmi kurumdan kredi almayıp, yakınlarından borç alınarak ihtiyaçlarını karşıladığı belirlendiğine göre, kooperatiften alınacak krediye oranla daha düşük masraflı şekilde kredi ihtiyacını karşılama imkanı bulunan kişilerin tedbir kararı olmasa bile bu krediyi isteyip istemeyeceğinin de değerlendirilmesi gerekeceği-