Tapu kayıtların incelenmesinden intifa hakkının mal rejiminin sona erdiği boşanma dava tarihi itibariyle mevcut olduğu; intifa hakkının ekonomik değeri bulunduğundan mahkemece bu husus göz önünde bulundurularak iddia ve savunma çerçevesinde toplanan deliller değerlendirilerek davacı lehine katılma alacağına hükmedilmesi gerektiği-
Arsanın alımı ve inşaatın yapımının, taraflar arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 01.01.2002 öncesi gerçekleştirildiği anlaşılmakla, mahkemece, davacının hem arsanın alımı hemde evin yapımına katkıda bulunduğunun kabulü ile alacağa hükmedilmiş ise de; dosyanın kapsamından davacı kadın ev hanımı olup tarlada çalışmak suretiyle elde ettiği gelirle ve bizzat inşaatta çalışmak suretiyle sadece evin yapımına katkıda bulunduğu anlaşıldığından, daha az oranda belirlenecek katkının kabulü ile sadece ev yönünden davacı lehine alacak miktarı belirlenmesi gerekirken hem arsanın alımı hem inşaatın yapımına %50 oranında katkıda bulunduğunun kabulünün hatalı olduğu-
Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimsenin, iddiasını ispat etmekle yükümlü olduğu- Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen malların onların paylı mülkiyetinde sayılacağı- Bir eşin bütün mallarının, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal kabul edileceği- Kanun'un 219/5. maddesine göre ise; edinilmiş malların yerine geçen değerler edinilmiş mal, 220/4. maddeye göre de, kişisel malların yerine geçen değerlerin de kişisel mal sayılacağı- Mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş malların, tasfiye anındaki değerlenimle hesaba katılacağı- Eşlerin kişisel malları ile edinilmiş mallarının, mal rejiminin sona ermesi anındaki durumlarına göre ayrılacağı- Belirlenebilir beklemeceli hakların da mal rejiminin tasfiyesi sırasında göz önünde bulundurulması gerektiği-
Tasfiyeye konu aracın, bedelinin tamamının ya da bir kısmının kredi ile karşılanması durumunda, kredi veren kuruluşa yapılan geri ödemelerin isabet ettiği dönemden, miktarından ve taksit sayısından hareketle mal rejiminin tasfiyesi sonucunda eşlerin alacak miktarlarının belirleneceği- Edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde yapılan ödemelerde, eşler lehine değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacak hakları doğabileceği, kredi borcu ödemelerinin bir kısmının mal rejiminin devamı süresince, bir kısmının da daha sonraki tarihlerde yapılmasında, mal rejiminin geçerli olduğu dönemin sonrasına sarkan ödemelerin, dava konusu aracın borcu kabul edilerek tasfiye gerçekleştirileceği- İki döneme yayılan kredi borcu ödeme tablosu mevcut olduğunda; öncelikle, mal rejiminin sona erdiği tarihte henüz vadesi gelmediği için ödenmemiş kredi borç miktarının, toplam kredi borcuna oranının bulunacağı ve sonra bulunan bu kredi borç oranının, aracın toplam satın alım bedeli karşısındaki oranına dönüşümünün gerçekleştirileceği- Tespit edilen bu oranın, aracın tasfiye tarihindeki (karara en yakın) rayiç değeri ile çarpılmasıyla borç miktarının belirleneceği; saptanan aracın borç miktarı, tasfiye tarihindeki sürüm değerinden düşüldükten sonra kalan miktarın, değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacağı hesaplamasında göz önünde bulundurulacağı- Tasfiyeye konu aracın alımında kredi kullanılması halinde, bu araç hakkında mal rejiminin tasfiyesi ile artık değere katılma alacağı hakkında karar verilmesi,  araç değeri üzerinden davacının katılma alacağının belirlenmesi, bu hususta konusunda uzman bilirkişiden gerekçeli ve denetime açık ayrıntılı rapor alınması, tarafların usuli kazanılmış hakları da gözetilerek taleple bağlılık kuralı doğrultusunda karar verilmesi gerektiği-
Boşanma dava tarihinden önce emekli olması nedeniyle davalıya ödenen veya ödenmesi gerektiği halde ödenmeyip aktarılan miktarın sorularak tereddüte yer vermeyecek şekilde belirlenmesi ve TMK'nun 228/2.maddesi gereğince bu miktarın mal rejiminin sona erdiği tarihten sonraya isabet eden bölümünün peşin sermaye değerinin davalının kişisel malı olduğu dikkate alınarak bakiye miktarın artık değer kabul edilmesi ve buna göre davacının katılma alacağının hesaplanması gerektiği- Kooperatif üyeliğinin TMK'nun 235/1 maddesi uyarınca tasfiye tarihindeki (karar tarihindeki) güncel karşılığı bulunması ve bulunan bu değerin mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 01.01.2002 tarihi öncesinde ödenen bölümüne davacı kadının katkısının %077 olduğunun kabulü ile davacı ve davalının kişisel malları belirlendikten sonra 01.01.2002 tarihinden sonrasına karşılık gelen payın ise edinilmiş mal olduğunun kabulü ile yarısı üzerinde davacı eşin artık değere katılma alacağının bulunduğunun düşünülmesi, bu kabullere göre talep hakkında bir karar verilmesi gerektiği- Hükmedilen alacağın katkı payı alacağı bölümüne dava tarihinden itibaren; katılma alacağı kısmına karar tarihinden itibaren faiz başlatılması gerektiği-
Davacı tarafça, mal rejiminin tasfiyesini talep edilerek, davalı eş tarafından işletilen işyerinin mal kaçırmak amacıyla üçüncü şahsa devredildiğini belirilmiş olup, mahkemece, her ne kadar gerekçeli kararda bu işyeri ile ilgili iddianın ispatlanamadığı gerekçesi ile değerlendirmeye alınmadığı belirtilmiş ise de; davacının bu talebi ile ilgili olarak olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Eşler, 2004 yılında evlenmiş, 2006 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmış olduklarından, mal rejiminin boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiş olduğu ve evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar, edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu- Tasfiyeye konu aracın evlilik birliği içinde satın alınarak davalı eş adına trafik siciline kaydedildiği, davalının, bu araç için kişisel malı olduğu savunmasında bulunmuşsa da, tasfiyeye konu aracın kişisel mal niteliğinde olmadığı, edinilmiş mal niteliğinde olduğu, satın alma tarihinde toplam 57.000-TL bedelle satın alındığı, bunun bir kısmının davalıya ait aracın satışından gelen para ile karşılandığı, ayrıca (18) ay vadeli kredi kullanıldığı, bu kredinin (9) taksidinin mal rejiminin sona erdiği boşanma dava tarihine kadar ödendiği, rejimin sona ermesinden sonraki dönemde ödenecek (9) taksit kaldığı anlaşıldığından, mahkemece, bilirkişiden ek rapor alınması ve aracın saptanacak sürüm bedeli yönünden ve alınan kredinin boşanma dava tarihinden sonrasına sarkan (9) taksitlik bölümü yönünden TMK'nun 230. maddesi uyarınca davalı lehine denkleştirme işlemi yapılması ve gerçekleşecek sonuca göre karar verilmesi gerektiği- TMK. mad. 239/3 uyarınca, aksine anlaşma yoksa, tasfiyenin sona ermesinden başlayarak katılma alacağına faiz yürütüleceği- Tasfiye tarihinin buna ilişkin mahkeme kararının verildiği tarih olduğu-
Katkı payı alacağı isteği-
Dava dilekçesi ile birlikte alınan başvurma harcının dilekçedeki bütün bağımsız talepleri kapsadığı- Davacı talep ettiği maddi tazminatın bir kısmının katkı payı alacağı olduğunu açıkladığı ve bu talebine ilişkin peşin harcı da tamamladığına görüldüğünden; davacının usulünce açılmış bir katkı payı alacağı davası bulunduğunun kabul edilmesi gerektiği-
Katkı payı ve katılma alacağına ilişkin davada, mahkemece dava konusu 3 tarla ve 1 bağ olmak üzere toplam 4 adet taşınmaz yönünden katılma alacağına hükmedilmiş ise de davalının cevap dilekçesinin ekinde sunduğu taşınmaz listesinde toplam 12 adet taşınmazdan dava konusu olmayan 7 adet taşınmazın satılarak bunlardan elde edilen para ile dava konusu taşınmazların edinildiğini savunduğu, davacı kadının duruşmada "davaya konu edilen taşınmazlar 2002 yılından önce kazanılan para ile alınmıştır ancak evlilik birliği içinde bende çalıştığım için bunlarda katkım vardır." şeklindeki imzalı beyanı ile bu olguyu doğrulayarak dava konusu taşınmazların diğer taşınmazlar satılarak edinildiğini kabul ettiği, ancak mahkemece bu savunma üzerinde yeterince durulmadan sonuca gidildiği anlaşıldığından, mahkemece, davalının cevap dilekçesinin ekinde belirttiği taşınmazların kayıtlarının tapu müdürlüğünden getirtilerek, taşınmazların el değiştirme tarihlerinin yakınlığı, öncelik-sonralık ilişkisi, alım-satım değerleri vs. gözönünde bulundurularak, tarafların gösterdiği tüm delillerle birlikte tartışılıp değerlendirilerek, davalının kişisel malından transfer edilip edilmediğinin araştırılması, gerektiğinde bilirkişiden bu hususlarda ek rapor alınması gerekirken eksik incelemeyle karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-