Davacı kiracının sözleşmenin yapılması esnasında bildiği ya da bilebilecek durumda olduğu ayıplardan davalının sorumlu olup olmadığı- Davacı kiralananın yüzölçümünün sözleşmede belirtilenden daha küçük olduğunu bildirmiş ise de, Kira bedelinin belirlenmesinde tek ölçütün yüzölçümü olmadığı, kiralananın kullanım amacı ve konumunun da kira bedelinin belirlenmesinde etkili ölçütler olduğu- Tacir olan kiracının basiretli bir şekilde davranması gerektiği- Dava konusu taşınmazı mevcut hali ile görerek kiralayan davacının yaklaşık 8 yıl önce bilgi sahibi olduğu konularda davalı aleyhine kanunda sayılan yasal yollara başvurmadan kiralananda oturmaya devam ettiği görüldüğünden, sözleşmenin yapıldığı anda mevcut olan ve davacının akdi yaparken vakıf olduğu yönleriyle kira ilişkisine devam etmeye razı olduğunun ve belirtilen hususlarla ilgili kiraya verenin sorumlu olmayacağının kabulü gerektiği- Dolardaki artış nedeniyle kira bedelinin indirilmesi talep edilen dönemde, ekonomik koşullarda olağanüstü değişmeler olmaması, işlem temelinin çökmesi ile ilgili bir delil sunulmaması, yine kiralananın bulunduğu semte özgü ekonomik koşullarda olağan dışı bir değişiklik yaşanmaması karşısında, "uyarlama" koşullarının gerçekleşmediği anlaşıldığından bu nedenle de kira bedelinden indirim istenemeyeceği-
Yayın yolu ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle açılan manevi tazminat istemi-
Yayın tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK'nin 49. maddesi uyarınca; kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimsenin manevi tazminata hükmedilmesini isteyebileceği, hâkimin manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate alması gerekeceği, somut olayda; yayın tarihi, tarafların konumu gözetildiğinde, davacılar yararına hüküm altına alınan manevi tazminatların fazla olduğu, davacılar yararına daha alt seviyede manevi tazminata karar verilmesi gerekeceği- Vekille takip edilen davalarda davanın kabul ve ret oranları gözetilerek ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi dikkate alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren taraflar yararına vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
3. HD. 24.09.2018 T. E: 5410, K: 8949-
Mahkemece hükmedilecek manevi tazminat miktarının belirlenmesinde, davacının yaralanma derecesi ve maluliyet durumuna ilişkin (geçici ya da sürekli maluliyetin oluşup oluşmadığı, sabit iz kalıp kalmadığı, sinir doku kaybı oluşup oluşmadığı, operasyon geçirip geçirmediği...vb.) Adli Tıp Kurumu Üçüncü İhtisas Kurulu'ndan rapor alınarak, davacının yaralanma derecesi, olayın oluş şekli ve tarafların sosyal-ekonomik durumları değerlendirilmek suretiyle hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerekeceği-
Trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemi- Davacıların murisinin hayatını kaybettiği tarafik kazası sonucu davacılar için takdir olunan (10,000 ve 5,000 TL.) manevi tazminatın bir miktar düşük olduğu- Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesinin amaçlanması ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılması gerektiği- Avans faizi talep edilmiş olup kazaya neden olan aracın çekici ve yarı römork olması nedeni ile, ticari işlerde uygulanması gereken avans faizine hükmedilmesi gerektiği-
Tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına, paranın alım gücüne, kişilik haklarına, özellikle aile bütünlüğüne yapılan saldırının ağırlığına, manevi tazminat isteyenin boşanmaya yol açan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılmasına nazaran davalı-davacı yararına hükmolunan manevi tazminat az olup (TMK m. 4) hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak daha uygun miktarda manevi tazminat takdiri gerektiği-
Boşanmaya neden olan olaylarda, "bağımsız konut temin etmediği, ailesinin müdahalesine ve eşine hakaretlerine sessiz kaldığı, eşini istemediğini söylediği, eşini aşağıladığı" anlaşılan erkeğin, "mahrem konuları etrafta konuştuğu ve eşini aşağıladığı" anlaşılan kadından daha fazla kusurlu olduğu- Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusurun ağırlığı ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın lehine daha uygun miktarda maddi ve manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği- Varlığı ve erkekte kaldığı ispat edilen 5 adet bileziğin erkeğin ve erkeğin annesi tanığın beyanından da anlaşıldığı üzere her biri 15'er gram olduğu halde mahkemece 5 adet bileziğin 10'ar gr olarak kabul edilmesinin hatalı olduğu, yine aynı tanığın beyanında 3 adet kolyenin kendilerinde olduğu belirtilmesine rağmen mahkemece sadece 1 adet kolyeye yönelik talebin kabul edilmesinin hatalı olduğu-