Dava konusu taşınmazın dava dışı bir kişiden satış suretiyle davacı adına tescil edildiği, tescil işleminden önce dava dışı bir kişinin taşınmazda parselasyon krokisi yapmak suretiyle davalılara haricen satış yaptığı, adı geçen davalıların da kayıt maliki olmayan kişi ile yaptıkları harici satıma dayanarak ve taşınmazda kayıt maliki olacakları inancı ile yapıları inşa ettikleri anlaşıldığından, davalılara ait yapıların asgari levazım bedelinin belirlenmesi, davacıya bedellerin depo edilmesi için süre verilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminatın az olduğu- Davalının cezaevinde tutuklu veya hükümlü olmasının, tedbir ve iştirak nafakası ile sorumlu tutulmamasını gerektirmeyeceği- Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakimin, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, malların yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorunda olduğu- Dosya içindeki kolluk araştırmasında davacı kadının ev hanımı olduğunun belirlendiği, ancak bir kısım tanıklarca da organize sanayide çalıştığının beyan edildiği, mahkemece kadının sürekli gelir getiren bir işte çalışıp çalışmadığı, gelir elde ediyorsa bu gelirin kendisini yoksulluktan kurtarıp kurtarmayacağı, işten ayrılmış ise hangi tarihte işten ayrıldığı, kendi rızası ile işten ayrılıp ayrılmadığı ve davalı erkeğin de herhangi bir geliri ve malvarlığının olup olmadığı araştırılarak sonucu uyarınca karar verilmesi gerekeceği-
Zina nedenine dayanan asıl davada, mahkemece kadına kusur olarak yüklenen güven sarsıcı davranışın, dava tarihinden sonra gerçekleştiğinden bahisle atfı kabil kusurun bulunmadığı- Takdir edilen manevi tazminat miktarının, ölçülülük ilkesine aykırı olarak fazla belirlendiği-
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuğun ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakasının az olduğu, mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekeceği- Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına göre ilk derece mahkemesi tarafından kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının uygun olduğu-
Manevi tazminatın amacının, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, bozulan ruhsal dengesini telafi etmek, manevi değerlerindeki eksilmeyi karşılamak olduğu- Kişilik haklarını ihlal eden fiille, tazminat miktarı arasında makul bir oranın bulunmasının gerektiği- Bir tarafın zenginleşmesine yol açacak sonuçlar doğurur miktarda manevi tazminat takdirinin amaca uygun olmadığı- Hakimin, tazminat miktarını saptarken, bir yandan kişilik hakları zedelenen tarafın, ekonomik ve sosyal durumunu ve boşanmada kusuru bulunup bulunmadığını ve varsa kusur derecesini, fiilin ağırlığını; öbür yandan da, kişilik haklarına saldırıda bulunanın kusur derecesini, ekonomik ve sosyal durumunu göz önünde bulundurmak zorunda olduğu-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı kadın yararına hükmolunan maddi tazminat az olduğundan, hakkaniyet ilkesi nazara alınarak, daha uygun miktarda maddi tazminat takdiri gerektiği-
Tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı yararına takdir edilen yoksulluk nafakasının fazla olduğu-
2. HD. 05.02.2019 T. E: 2018/7373, K: 539-
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı-karşı davalı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası çok olduğundan, hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerektiği-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat çok olduğundan, hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda tazminata nafakaya hükmedilmesi gerektiği-