Çocuğun yüksek çıkarına açıkça ters düşmediği takdirde ifade ettiği görüşe gereken önem ve değer verilmesi gerekeceği; bu itibarla idrak çağında bulunan çocuğun mahkemece dinlenmesi ve tercihinin sorulması, velayete ilişkin tüm delillerin birlikte değerlendirilip sonucu uyarınca karar verilmesi gerekeceği- Kadın yararına hükmolunan maddi tazminat az olup, hakkaniyet ilkesi (TMK. mad. 4) ile BK. mad. 42 dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi tazminat takdirinin gerektiği- Müşterek çocuk idrak çağında olup, yüksek çıkarına açıkça ters düşmediği takdirde ifade ettiği görüşe gereken önem ve değer verilmesi gerektiğinden çocuğun mahkemece dinlenmesi ve tercihinin sorulması, velayete ilişkin tüm delillerin birlikte değerlendirilip sonucu uyarınca karar verilmesinin gerektiği- Müşterek çocuk için takdir edilen nafakanın gelecek yıllarda artırılmasının karara bağlanmasına ilişkin bir talebi bulunmamasına karşın, nafakanın, gelecek yıllarda artışına karar verilmesinin hatalı olduğu-
Davacı kiracının, önceki dönem için ihtirazi kayıtsız daha yüksek miktarda kira bedeli ödemiş olmasının, yeni dönemde daha düşük kira bedeli tespiti istemesine engel oluşturmayacağı, kira bedelini, hakimin şartlara göre tespit edeceği-
İştirak nafakasının; çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşulları ile genel ihtiyaçlar ve ana babanın mali durumlarına göre takdir edileceği, ayrıca nafakanın takdirinde birlik devam ederken çocuğun alıştığı yaşama şeklinin de dikkate alınacağı, TMK'nun 331.maddesine göre de; durumun değişmesi halinde hakimin, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirleyeceği, taraflar arasındaki nafaka ve nafaka ile ilgili yükümlülüklerin Yargıtay’ın yerleşik uygulaması nedeniyle şartlar değişmemiş ise paranın alım gücündeki düşüş nedeniyle ÜFE oranında artırılacağı, ancak, sonraki zamanlarda nafaka borçlusu veya alacaklının elinde olmayan nedenlerle ve iradesi dışında sosyal ve ekonomik durumunda öncekine nisbeten önemli ölçüde, herhangi bir değişiklik olması durumunda, hakkaniyetin gerektirdiği ölçülerde, şartlara göre uyarlanabileceği-
Hakimin, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate alması gerektiği- Müteselsilen sorumlu olanlar aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi aynı olan davalılar yararına tek avukatlık ücreti takdir edileceği-
Hak ve nesafet ilkesi uyarınca hakimin kira parasını takdir ederken bunun bir sınırlama olduğunu ve hakimin bu sınırlamayı yaparken öncelikle tarafların tüm delilleri, varsa emsal kira sözleşmelerini dosyaya alacağı, bilirkişi aracılığıyla dava konusu taşınmaz ile emsallerin tek tek inceleneceği, kira parasına etki edecek tüm özellikler karşılaştırılacağı ve dava konusu taşınmazın yeniden kiraya verilmesi halinde getirebileceği kira bedelinin tespit edileceği-
Boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı, Boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddi desteğini yitireceği anlaşıldığından, mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak davacı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmesi gerektiği- Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşıldığından, mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak davacı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği-
Muhammen kira bedeli hesaplanırken kiralanandaki ağaç sayısı, ortalama verimi, zeytin ve zeytinyağı miktarı ve değerinin değerlendirilerek belirlendiği, son 2 yıldır kiracıların, kusuru olmaksızın doğa ve piyasa koşullarından doğan, öngörülemeyen nedenlerden kira bedellerini ödeyemedikleri, zarar ettikleri, uzun süreli kira sözleşmesine göre her yıl kira artışının olduğu, kira bedelinin muhammen bedelin üstünde belirlendiği, üründe oluşan zararın sigortayla karşılanmadığı anlaşıldığından, kira bedelinin indirilmesi hakkından feragatin, maddi olgular ve yasal düzenlemeler karşısında bir geçerliliğinin bulunmayacağı, hakimin olağanüstü durumlarda sözleşmeye müdahale edebileceğinden, indirim davası olarak kabul edilen davada, 2007 yılından sonraki yılların kira tespitinin sözleşme hükümlerine göre (kira indirimi dikkate alınmaksızın) hesaplanması, sadece olağanüstü felaket olayının meydana geldiği yılın kira bedeline mahsus olarak kira bedelinde bir indirim yapılması gerekeceği-
Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu, hiç bir geliri bulunmayan, kendisi yardıma muhtaç olduğu için mahkemece yoksulluk nafakası bağlanan, dolayısıyla ödeme gücü olmayan anne veya babanın; müşterek çocuk için nafaka ile sorumlu tutulmasının somut olaydaki deliller nazara alındığında hakkaniyet ilkelerine aykırılık teşkil edeceği-