Tasarrufun iptali davalarının borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine ve kötü niyet sahibi üçüncü şahıslar aleyhine de açılabileceği-
Tasarrufun iptali davalarının "borçlu", "borçlu ile hukuki işlemde bulunan veya borçlunun ödeme yaptığı kişiler" ile "bunların mirasçıları"na ve "kötüniyetli dördüncü kişiler"e karşı açılabileceği– İptal davalarında borçlu ile üçüncü kişi arasında zorunlu dava arkadaşlığı olduğu, üçüncü kişiden satın alan dördüncü ve beşinci kişiler arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı- Bunlar arasındaki ilişki ihtiyari dava arkadaşlığı niteliğinde olması nedeniyle sadece beşinci kişi konumundaki davalının yetki itirazında bulunması halinde bu davalı yönünden dosyanın tefrik edilerek yetkili mahkemeye gönderilmesi gerekeceği-
Aciz belgesi ibraz etmenin, tasarrufun iptali davalarında davanın görülebilme koşulu olduğu, mahkemece kendiliğinden gözönünde bulundurulacağı ve bu belgenin dava açılmadan, dava açıldıktan sonra veya temyiz aşamasından hatta hükmün Yargıtayca onanmasından/bozulmasından sonra ya da karar düzeltme aşamasında bile sunulabileceği–
Tasarrufun iptali davasında, davalı kefil yönünden borcun doğum tarihinin ortağı ve kefili olduğu şirketin borçlandığı tarih olarak kabulü gerektiği- İİK. 277 vd.na göre tasarrufun iptalinin istenebilmesi için 'borcun tasarruf tarihinden önce doğmuş olması', 'alacaklının, borçluda gerçek bir alacağının bulunması', 'borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması' ve 'borçlu hakkında alınmış aciz belgesinin bulunması' gerektiği-
Davalı şahsın ortağı olduğu borçlu şirketin borcuna karşılık şirket hakkında yapılan icra takibi sırasında şahsi çek ve senet vererek şirket borcuna kefil olduğu uyuşmazlıkta, "kefil olan şahsın borcunun doğum tarihinin, ortağı ve kefili olduğu şirketin borçlandığı tarih olarak kabul edilmesi gerektiği"ne ilişkin özel daire bozma ilamının isabetli olduğu-
Davalı şahsın ortağı olduğu borçlu şirketin borcuna karşılık şirket hakkında yapılan icra takibi sırasında şahsi çek ve senet vererek şirket borcuna kefil olduğu uyuşmazlıkta, "kefil olan şahsın borcunun doğum tarihinin, ortağı ve kefili olduğu şirketin borçlandığı tarih olarak kabul edilmesi gerektiği"ne ilişkin özel daire bozma ilamının isabetli olduğu-
Davacı- alacaklı (Banka) tarafından açılan tasarrufun iptali davası sırasında davalı-borçlu şirketin iflas etmesi halinde, müflis şirketin iflas idaresinin, davacı-alacaklı (Banka) yerine geçip geçemeyeceği-
Karardan sonra aciz belgesinin dosyaya ibraz edilmiş olması halinde, mahkemece verilen "davanın reddine" ilişkin kararın Yargıtayca "yeni duruma göre karar verilmek üzere" bozulacağı-