Bağ-kur genel müdürlüğünün, zararlandırıcı bağ-kur sigorta olayına maruz kalan sigortalıya veya sigortalının ölümüyle hak sahiplerine yaptığı harcamalardan dolayı doğan zararının, kendisinin suç sayılır bir hareketi söz konusu olmayan üçüncü kişi hakkında sadece istihdam eden sıfatına dayanılarak rücuan açtığı tazminat davalarının çözüm yeri, İş Mahkemeleri veya o tür davalara bakmakla görevlendirilmiş mahkemeler olmayıp dava konusunun miktarına göre sulh veya asliye hukuk mahkemeleri olduğu-
Humk`nun 409. Maddesinin 2. Fıkrası hükmünün, Yargıtay’dan karar bozularak geri gönderilen davalara da uygulanacağı-
Davalının, davanın açılmasından önce ölmesi halinde, davanın reddi gerektiği, mirasçıların bu davada yer alamayacağı, dava dilekçesinde kanuni noksan bulunduğundan söz edilerek, mirasçıların davaya katılmasıyla davanın yürütülemeyeceği ve ıslah yolu ile de bunun gerçekleştirilmesine olanak bulunmayacağı- NOT: 6100 sayılı yeni HMK’ nun 124/4 maddesindeki “dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hakim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir.” şeklindeki yeni düzenleme nedeniyle, bu İçtihadı Birleştirme Kararı önemini yitirmiştir…
Tapulama Kanunu uygulanarak yapılan belirlemelerin [tespitlerin] kesinleşmesinden sonra bunlar üzerinde aynı yasanın 94. Maddesi uyarınca düzeltme yapılmasına ilişkin kararların kaldırılması için başvurulacak mahkemenin; tapulama mahkemesi değil, genel mahkeme olacağı-
İş alanına ilişkin ilk itirazın kabul edilerek gönderme kararı alınmasından sonra işe görevli mahkemede bakılabilmesi için, HUMK. m. 193`deki usuli işlemlere süre bakımından getirilen sınırlamadaki 10 günlük sürenin, tefhimde kararın verildiği, gıyapta verilen kararlarda ise tebliğ tarihinden itibaren işlemeye başlayacağı-
HUMK.’un 398 ve 401. madde hükümleri uygulanmak suretiyle verilen gıyap kararı, gaibin belli günde gelmemesi ve cevaptan kaçınmış olan taraf o celse veya ondan sonraki celsede cevap vermemiş olması nedenleriyle kesinleştikten sonra, gaibin yasal ayrıcalıklar dışında bir daha duruşmaya alınamayacağı ve bu yönden Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu`nun 402. maddesi hükmünün kapsamına giren işlem yapılmak suretiyle verilen gıyap kararlarından bir farklılık bulunmadığı-
Davanın açılmasından önce delillerin tespitine ilişkin yapılan giderlerin yargılama giderlerinden sayılacağı-
Toprak ve tarım bölgesi olarak belirtilen yerlerde 1757 sayılı Yasanın ve ilgili öteki yasaların uygulanmasından doğan adli ve idari yargıya ilişkin her türlü uyuşmazlıkların o bölgedeki tapulama mahkemelerinde çözüleceği-
Sulh hukuk mahkemelerinde sözlü yargılama yerine basit yargılama usulünün uygulanmasını öngören hüküm humk m. 490`a göre işlem yapılmasını ortadan kaldırmayacağı- Sulh hukuk mahkelerinde yüze karşı verilen hükümlerin taraflara ayrıca tebliğinin gerekmeyeceği-
Hakem kararlarının Yargıtay tarafından HUMK`nun 533. Maddesinin 1. bendi dışındaki nedenlerden herhangi birisiyle bozulması durumunda yeniden yapılacak hakem incelemesinde bozmanın kapsamı dışına çıkılamayacağı ve bozma dışında kalan kısımlar lehine karar verilen taraf için usulü kazanılmış hak oluşturacağı-