Alacaklının sadece taşınmazların satışını istemesi yeterli olmayıp İİK'nın 59. maddesi uyarınca masrafının yatırılmış olması gerekeceği, alacaklı sözü edilen koşulu yerine getirmediğinden şerhin işlendiği tarih olan 26.11.2009 tarihinden sonra haciz şerhinin kaldırıldığı 22.08.2013 tarihine kadar süresinde satış talebinde bulunulduğunun kabul edilemeyeceği-
Yedieminlik ücretinin takip masraflarından olduğu ve satış tutarından öncelikle alınacağı bu sebeplerle yedieminlik ücretinin ancak takip masrafı olarak muhafaza tedbirinin uygulandığı takip dosyasından talep edilebieceği- Yedieminlik ücretinin muhafaza tedbirine konu takip dosyasından başka bir dosyada ayrı bir takip konusu yapılmasının söz konusu olmadığı-
Satış talebinin geçerli olabilmesi için satış talebi ile birlikte bir miktar avansın da yatırılmasının gerekeceği, satış avansının yatırıldığı tarihte istem geçerli olacağından, satış talebinin satış avansının yatırıldığı tarihte yapılmış sayılacağı-
İhalenin feshini isteyen borçlu A.S. adına çıkartılan satış ilânının, “Adrese gidildi. Adres geçici olarak kapalı. Adreste bulunan isim vermeyene soruldu. Alıcının geçici olarak işe gittiğini bildirmiş olup; tebliğ evrakı 7201 Sayılı Teb.kan.21.maddesine göre tebligat Kavaklı muhtarı E.B.'a teslim edildi. 2 nolu örnek muhatabın kapısına yapıştırılarak imzadan imtina eden isim vermeyen komşusuna haber verildi.” şerhi ile 22.05.2014 tarihinde tebliğ edildiği görülmüş olup, beyanda bulunan ve kendisine haber verilen komşunun adı ve soyadı tespit ve tevsik edilmeksizin Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre yapılan tebliğ işleminin usulüne uygun olmadığı-
Takip masrafları (icra giderleri), icra takibinin sonuçlandırılabilmesi için yapılması gereken harcamaların tamamı olup, bu masraflardan borçlu sorumlu olduğundan (İİK. 59), icra dosyası masraflarının ve icra vekalet ücretinin de hesaplamaya katılmasının gerekeceği- Yasal sürede icra dairesine yapılan itiraz üzerine, itiraz edilen kısım yönünden takip olduğu yerde duracağı (İİK. 66) ve kabul edilen kısım üzerinden alacaklının takibe devam hakkı olduğundan, borçlunun en geç takip tarihinde temerrüde düştüğünün kabulü ile kabul edilen asıl alacağa bu tarihten itibaren 3095 s. K. mad. 1 uyarınca yasal faiz hesaplanması gerektiği-
İhtiyati haciz kararına dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus yolla takibe başlandığı, aynı gün bedeli paylaşıma konu taşınmazın tapu kaydına ihtiyati haciz uygulandığı, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği ve ihtiyati haczin 10 günlük ödeme süresi sonu olan günün mesai saati bitiminde haczin kesin hacze dönüştüğü; alacaklı vekilinin satış isteyip, avans yatırdığı, icra müdürlüğünce eksiklikler giderildiğinde ve satış talebinin yenilenmesi halinde satış hususunun düşünülmesine şeklinde karar verildiği, alacaklı vekilince yeniden satış talebinde bulunulduğu, ikinci ihalede alıcı çıkmadığından İİK'nın 129/son maddesi hükmü uyarınca, satış talebinin düştüğü, alacaklı vekilince 3. kez, ve 4. kez satış istenildiği, taşınmazın satılmış olduğu anlaşılmakla, İcra Müdürlüğü'nce eksiklikler giderildiğinde ve satış talebinin yenilenmesi halinde satış hususunun düşünülmesine şeklinde karar verilmesi üzerine alacaklı vekilince yeniden satış talebinde bulunulduğunda, bu tarihinten itibaren 2 yıllık yeni bir satış isteme süresi işlemeye başlamayacağı- Mahkemece, şikayetçinin bu satış talebinin 2. ihalede alıcı çıkmaması sebebiyle İİK'nın 129/son maddesi uyarınca düştüğü, 3. satış talebinin ise, kesin haciz tarihinden itibaren başlayan İİK'nın 106. maddesindeki 2 yıllık satış isteme süresi içerisinde yapılmadığı ve buna göre şikayetçinin hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle, HMK'nın 114/1-h ve 115/2 maddeleri uyarınca sıra cetveline ilişkin şikayetin usulden reddine karar verilmesi gerektiği- Şikayet olunan alacaklı tarafından bedeli paylaşıma konu taşınmazın haciz tarihinden itibaren iki yıllık kanuni süre içinde satış istendiği, satış avansının yatırıldığı ve satış talebi üzerine icra memurunun "satış şartlarının oluşmadığını" gerekçe göstererek satış talebini reddettiği görülmüş olup, süresi içerisinde alacaklının bir an evvel satışa yönelik iradesini icra dosyasına yansıtmak zorunda olduğu ve isteğini İcra Müdürlüğü'ne iletip avans yatırması ile geçerli bir satış talebinin doğmuş olacağı, bundan sonra satışın da aynı 2 yıllık süre içerisinde yapılması yönünde bir zorunluluk bulunmadığı, söz konusu haczin de geçerliliğini kaybettiğinden söz edilemeyeceği- Cüz’i de olsa satış avansının yatırılmış olmasının, usulüne uygun bir satış talebinin bulunduğu anlamına geleceği- Yatırılan masrafın yetmeyeceği sonradan anlaşılırsa, bunun tamamlanması istenebilirse de, masraf hiç yatırılmamışsa geçerli bir satış talebinin varlığından söz edilemeyeceği-İcra memurunun ret kararı, sadece satışın fiilen yapılamayacağına yönelik bir tesbitten ibaret olduğundan, yasal düzenlemeye uygun olan satış talebindeki haklılığı ortadan kaldıran bir karar niteliğinde bulunmadığının kabulü gerektiği; İcra Müdürünün ret kararının ayrıca İcra Hakimliğince iptalinin talep ve dava edilmesine gerek dahi olmadan mahkemece re'sen nazara alınması gerektiği- Süresiz şikayet hakkına sahip olan şikayet olunanın, aleyhindeki bu karara karşı İİK'nın 16. maddesine göre süreli şikayet yoluna gitmemesi nedeniyle icra müdürünün kararını iptal ettirilmemiş olmasının, yasaya uygun olarak süresinde yapılan satış talebinin sağladığı hukuki sonuçları ortadan kaldırmayacağı- Alacağın esas ve miktarına yönelik sıra cetveline itiraz davalarının kabulü halinde, davanın taraflarının sırasının değiştirilmesine karar verilemeyeceğinden, mahkemece sıra cetvelinin iptaline değil, davalıya ayrılan payın yargılama giderleri ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere öncelikle davacı alacağının karşılanmasının tahsisine, artan kısmın davalıya ödenmesine karar verilmesi gerektiği- Sıra cetveline itiraz davaları sonunda verilen hüküm, sadece davanın tarafları bakımından sonuç doğuracağı ve verilen kabul kararı ile durumun tespiti ile yetinilmeyip, eda hükmü kurulması gerektiği-
Satış istemi süresinin alacaklının satış talebi ile durduktan sonra ihalenin feshedilmesi veya satışın düşmesi halinde kaldığı yerden işlemeye devam edeceği-
Alacaklının, borçluya icra emri tebliğinden itibaren İİK'nun 150/e maddesinde öngörülen iki yıllık süre dolmadan ipotekli taşınmazın satışı için talepte bulunduğu ve satış için gereken avansı da yatırdığı anlaşıldığından, alacaklı, üzerine düşen yasal yükümlülüğü yerine getirmiş olup icra müdürünün, kıymet takdirinin kesinleşmesinin ardından satış işlemlerine başlanacağına dair kararının İİK. mad. 150/d-e ve 59 gereği, işleyen sürenin durmasına etkisi olmadığı-
Haciz isteme hakkının düşmesi durumunda, alacaklının yeniden haciz isteyebilmek için yenileme talebinde bulunması ve bu talebi borçluya tebliğ ettirmesi, dosya muameleden kaldırılmış ise haciz istemenin ancak usulüne uygun olarak yenileme talebinde bulunduktan sonra mümkün olabileceği, ayrıca geçerli bir haciz talebinden bahsedebilmek için İİK.’nun 59. maddesine göre hacze ilişkin masrafın yatırılmış olması gerekeceği-
İİK.nun 106 ve 110. madde hükümleri alacaklının takibi sürüncemede bırakmaması aracılığıyla getirilmiş olup, bu amaca uygun olarak şikayetçi tarafından İİK.nun 106. maddesindeki 2 yıllık süre içerisinde İİK.nun 59. maddesine uygun olarak satış talep edilerek avansı yatırılmış olmakla, bir daha satış istemesine gerek kalmaksızın, haczi ve satışının ayakta olduğunun kabulünün gerekeceği-