Kıdem tazminatı, hafta tatili, fazla mesai, yıllık izin, ulusal bayram ve genel tatil ile ücret alacaklarının ödetilmesine-
İşçinin 18.00-08.00 vardiyasındaki 14 saatlik mesaisinde 1,5 saat dinlenme arası düşüldükten sonra kalan 5 saatlik sürenin gece çalışmasından doğan çalışma süresi olduğu-
Fazla mesai ücreti, resmi tatil ücreti, ikramiye alacağı, prim alacağı, genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine-
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlü olduğu, bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiğinin varsayıldığı-Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğinde olduğu, ancak fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerektiği- İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılması gerektiği-
Sigortalılığa ilişkin hizmet tespiti davaları sosyal güvenlik hakkı ve kamu düzeni ile ilgili olup, bu davalarda kişi iradesi belirleyici etkiye sahip olmadığından hakimin kendiliğinden araştırma yetkisine sahip olduğu, işçilik haklarına ilişkin davalarda ise, hakimin kendiliğinden araştırma yapamayacağı, bu tür davalarda tarafların bildirdiği deliller dışında delil toplanmasının olanaklı olmadığı, nitekim SGK’nın bu davalarda davalı sıfatının da bulunmadığı, ayrıca her iki dava türünün temyiz incelemesi Yargıtay’ın farklı Dairelerince yapılmakta olduğundan, davaların birlikte görülmesi halinde farklı uygulamalar ortaya çıkabileceği, bu itibarla mahkemece hizmet tespiti davası işçilik alacakları davasından tefrik edilirken sigorta primine esas kazancın belirlenmesine yönelik istemin tefrik edilmeyip işçilik alacakları davası ile birlikte görülmesinin doğru olmadığı-
Davacının en son net 2100 TL ücretle çalıştığı kabul edilmiş, ancak davalı işveren tarafından dosyaya ibraz edilen 26.01.2009 tarihli mail kaydı incelendiğinde; davacının davalı işveren tarafından ücretinin düşürülmesine ilişkin olarak1"600 TL olması beni zora sokacaktır" şeklinde ve devamında ise "1600 TL olarak revize edelim" şeklinde cevap yazarak aleyhine olan ücret miktarını kabul ettiği- Davacının ücret bordroları üzerinden yapılan incelemede de 2008 Eylül- Aralık ayları arası 2,146 TL ücret almakta iken, 2009 Ocak ayı ücretinin 1,646 TL olduğu- Dosya kapsamında yer alan bu bilgi ve belgeler uyarınca davacı 2009 Ocak ayı ücretinde yapılan azalmayı 26.01.2009 tarihli elektronik posta ile kabul etmiş ve çalışmasına devam ettiği- Davacının 21.01.2011 tarihli açıklama dilekçesinde belirttiği üzere 2009 Ocak - Temmuz ayları arası ücretinin 1600 TL kabul edilerek davacının işçilik alacaklarının buna göre hüküm altına alınması gerektiği-
Aylık ücretinin sadece sefer priminden oluştuğunu ikrar eden yurt dışı tır sürücüsünün asgari ücret talebinin reddedilmesi gerekeceği; Avrupa ülkelerinde hafta tatili günlerinde tır kullanma yasağı olduğundan, hafta tatili ücretinin de reddedilmesi gerekeceği-
Davacının davalı asıl işverene ait işyerinde son alt işveren davalı şirketinin işçisi olarak çalıştığı, alt işverenin asıl işveren nezdinde asıl iş olan elektrik hizmetine ilişkin inşaat işlerini yaptığı, davacının da inşaat ustası olduğu, hizmet cetveli, taraf ve tanık beyanlarından anlaşılmış olup, davacının iş akdinin aynı işte ve aynı asıl işveren nezdinde her yıl ihale alan farklı alt işverenlere bağlı olarak devir gördüğü, bu nedenle her seferinde sona ermiş sayılamayacağı, davacının işinin kesintisiz şekilde 5 yıl 6 ay 10 gün sürdüğü, akdin belirsiz süreli sayılması gerektiği, davalı son alt işveren şirketi tarafından diğer davalı ile sözleşmesi yenilenmeyeceğinden; davacının da sözleşmesinin yenilenmeyeceğinin davacıya açıkça yazılı olarak bildirildiği ve davacıya kıdem tazminatının kısmen ödenerek işine son verildiği anlaşıldığından; davacının iş akdinin sona ermesinde davacıdan kaynaklanan bir haklı neden bulunmadığından davacının kıdem tazminatına hak kazandığı, çalışma süresine göre hesaplanan ihbar süresinde yazılı olarak bildirim yapılmış olması nedeniyle ihbar tazminatına hak kazanmadığı- Bilirkişi tarafından hesaplanan kıdem tazminatı, izin alacağı, fazla çalışma alacağı, genel tatil ve çalışma alacağı; hayatın olağan akışına göre hastalık, mazeret gibi haller gözönüne alınarak hesaplanan miktardan %30 takdiri indirim yapılması gerektiği değerlendirilerek bu hususun hesaplamada dikkate alındığı-
24 saat çalışıp 48 saat dinlenen güvenlik görevlisinin yaptığı görev niteliği 4 saat dinlenme arası verdiğinden, bu çalışma düzeninde hafta tatili ücretine hak kazanılamayacağı-
Davacı, toplu iş sözleşmesinden doğan ve ödenmeyen fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, genel tatil ücreti ve direksiyon primi alacaklarının ödetilmesini istemine ilişkin olup, mahkemece sendika üyelik kayıtları getirtilmeden davacının toplu iş sözleşmesinden yaralanamayacağının kabul edilmesi, davacının hafta tatili gününde yarım gün çalışmasına rağmen hafta tatili ücreti talebinin reddi ve tanık beyanlarına göre belirlenen genel tatil ücretinde takdiri indirim yapılmaması sebebiyle hüküm bozulmuş, bozmaya uyulmasına rağmen hükmedilen hafta tatili ücreti ve genel tatil ücreti alacaklarında hakkaniyete uygun bir indirim yapılmamasının isabetsiz olduğu - Davacı, esasa yönelik bozmadan sonra ek rapor doğrultusunda talebini ıslah ile artırmış ve mahkemece, ıslah doğrultusunda karar verildiği, dairemizin yerleşik kararlarına göre, ıslah, tahkikat bitinceye kadar yapılabileceği; esasa yönelik bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı, ayrıca dosyada, ıslah harcının yatırıldığına dair harç makbuzuna da rastlanmadığından, mahkemece, hukuken geçerli olmayan talep dikkate alınarak ıslah konusu miktarların hüküm altına alınması hatalı olup, bozmayı gerektirdiği -