TÜRK BORÇLAR KANUNU > - Genel Hükümler > - Borç İlişkisinin Kaynakları > - Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkileri > - A. Sorumluluk > - IV. Özel durumlar > - 1. Ölüm ve bedensel zarar > Madde 54 - b. Bedensel zarar
Davacının maluliyetini kaza tarihinden itibaren öğrendiğinin kabul edilmesi gerektiği, kaza tarihi üzerinden 8 yıl geçtikten sonra başvuruda bulunulduğu, maluliyete ilişkin düzenlenen raporun dahi 8 yıl geçtikten sonra alındığı gerekçeleri ile Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının kaldırılarak davanın reddine karar verileceği-
Uyuşmazlık Hakem Heyeti'nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının dosyaya sunduğu maluliyet raporunda davacının Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre %5 oranında ve Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre %4,2 oranında maluliyetinin bulunduğunun belirtildiği, davalı tarafından dosyaya sunulan medikal ekspertiz raporunda ise davacıda oluşan skarların sürekli maluliyet oluşturacak nitelikte olmadığının belirtildiği, davalının itirazlarının karşılanması için davacıda kaza nedeniyle meydana gelen maluliyet tespiti için rapor alınmasına karar verildiği, buna göre Uyuşmazlık Hakem Heyetince aldırılan raporda davacının maluliyetinin bulunmadığının belirtildiği gerekçesiyle başvurunun reddine karar verileceği-
İtiraz Hakem Heyetince, davacının maluliyet oranının tespiti için Adli Tıp Kurumu veya üniversite hastanelerinin adli tıp anabilim dalı bölümlerinden olay tarihinde yürürlükte olan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun, davacının kaza nedeniyle uğradığı çalışma gücü kaybı bulunup bulunmadığı ve varsa oranı konusunda ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak (usuli kazanılmış haklar gözetilmek suretiyle) sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Kazaya karışan aracın sürücüsünün kusursuz olması sebebiyle davalı yönünden illiyet bağının kesildiği, dava dışı araç sürücüsü ile davalı arasındaki müteselsil sorumluluk ortadan kalkmış olduğu ve bu hali ile davalı kurumun sorumluluğuna gidilemeyeceği-
Kazada davacının %31.2 oranında meslekte kazanma gücünü yitirdiği, iyileşme sürecinin 9 aya kadar uzadığı anlaşılmakla kazanın oluş şekli, olay tarihi, sosyal ve ekonomik koşullar, zararın ağırlığı gözetilerek manevi tazminatın takdir edildiği gerekçesiyle davalılardan sigorta şirketi maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine, diğer davalılara karşı açılan maddi tazminat davasının reddine karar verilmiş olduğundan ve karar bu yünde bozulmamış olduğundan maddi tazminat talepleri yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davalılara karşı açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile manevi tazminatın olay tarihi olan 05.09.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verileceği-
Hükme esas alınan rapor kaza tarihinde yürürlükte olmayan mevzuata göre düzenlenmesinin hatalı olduğu- Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik ve AAÜT bir bütün olarak yorumlandığında tarafların avukat ile temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücretinin, her iki taraf için de AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri olarak hükmolunması gerektiği-
Sürücülerin oransal kusurlarının tespiti için asli-tali ayrımına göre Adli Tıp kurumundan rapor alınması gerekirken, dosya içindeki kaza tespit tutanağı ve ATK raporu ile çelişkili olan 13.01.2014 tarihli kusur bilirkişisi raporuna göre davalı sürücünün %100 kusurlu olduğunun kabul edilmesinin doğru olmadığı-
Kaza tespit tutanağı ve bilirkişi raporunun çelişkili bulunduğu hallerde birine neden itibar edildiği, kaza tespit tutanağına neden itibar edilmediği gerekçelendirilmeli veya tutanak ve rapor arasındaki çelişkiyi gideren ikinci bir rapor alınması gerektiği- Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik ve AAÜT bir bütün olarak yorumlandığında tarafların avukat ile temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücretinin, her iki taraf için de AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri olarak hükmolunması gerektiği-