Davalı babanın velayeti fiilen kullanmaması ve “kardeşlerin birbirinden ayrılmaması ilkesi” gereğince, velayetlerinin anneye verilmesi gerekeceği-
Kısıtlanan ergin çocukların ana ve babanın velayeti altında bırakılacağı-
Kısıtlanan ergin çocukların "kural olarak" vesayet altına alınmayıp "velayet altında bırakılacağına" ilişkin yasal düzenlemenin (TMK. madde 335/2., 419/3.) sonucu olarak "velayet altında bırakılan" çocuk ve mallarına yönelik yapılacak işlemlerde velayete ilişkin hükümlerin uygulanması gerekeceği, bu hükümleri uygulayacak mahkemenin ise Aile Mahkemesi olacağı-
Boşanma ile küçüğün velayet hakkı kendisine verilen annenin ölmesi durumunda, küçüğe vasi tayini için açılan davanın babaya ihbarı ile velayetin kendisine verilmesi konusunda dava açması halinde sonucunun beklenilmesinin gerekeceği-
Velayet hakkı, münhasıran anne ve babaya tanınan bir hak olup, evlat edinme hali hariç, anne ve baba dışında hiç kimseye tevdi olunamayacağından, mahkemece velayetin davacıya verilmesi şeklinde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olacağı-
Velayet hakkının münhasıran anne ve babaya tanınan bir hak olduğu, evlat edinme haricinde anne ve baba dışında kimseye tevdi edilemeyeceği–
Haklı sebepler engel olmadıkça, vasiliğe vesayet altına alınacak kişinin ana veya babasının gösterdiği kimsenin atanacağı - Ergin çocukların kural olarak vesayet altına alınmayıp velayet altında bırakılacağı–
Çocukların velayetine ilişkin kararların tanınması ve tenfizi ile çocukların velayetinin yeniden tesisine ilişkin Avrupa Sözleşmesi gereğince; akit devletlerden birinde verilmiş velayete ilişkin bir kararın, diğer bir akit devlette tanınacağı ve verildiği devlette kabili infaz olduğu takdirde tenfiz edileceği, kararın hiçbir şekilde esastan inceleme konusu yapılamayacağı–
Velayet hakkının sadece anne ve babaya tanınan bir hak olduğu, evlat edinme hali dışında anne ve babadan başka hiç kimseye tevdi olunamayacağı–