Hakim vasi atanmasına gerek görmedikçe, kısıtlanan ergin çocuklar da ana ve babanın velayeti altında kalırlar" hükmüne yer verildiği(TMK. mad. 335/2)- Kısıtlanan ergin çocuklar kural olarak vesayet altına alınmayıp velayet altında bırakılacağı(TMK. mad. 419/3)- Velayet altına bırakılmasına karar verilen kısıtlı ergin çocuklar ve bunların malları hakkındaki uyuşmazlıklarda velayet hükümlerinin uygulanacağı ve bu hükümleri uygulayacak görevli mahkemenin ise 4787 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince aile mahkemesi olduğu-
Velayet kendisine verilmeyen eşin çocuğun bakım ve eğitim giderlerine katılma zorunluluğunun çocuğun ergin olmasıyla kendiliğinden sona ereceği (TMK m. 335, 328/1), çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve babanın, eğitim sona erinceye kadar çocuğa bakım yükümlülüğünün (TMK m. 328/2), ergin olan çocuk tarafından açılmış bir nafaka davası varsa dikkate alınacağı, ergin olan çocuk tarafından, ana ve babanın açıklanan yükümlülüğüne dayanılarak açılmış bir nafaka davası bulunmadığından, müşterek çocuk dava tarihinde reşit olduğundan iştirak nafakasının ayrıca bir mahkeme kararına gerek olmaksızın kendiliğinden ortadan kalkmış olacağı ve bu sonucun ayrıca dava konusu yapılmasında davacının hukuki yararı bulunmadığından iştirak nafakasının kaldırılması talebinin reddine ilişkin karar sonucu itibariyle doğru olduğu, ancak müşterek çocuğun halen eğitimine devam ettiği gerekçe gösterilmek suretiyle "iştirak nafakası olarak verilmekte olan nafakanın dava tarihinden itibaren davacıdan alınıp davalıya verilmesine" şeklinde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Dava, ergin kişinin haklı sebeple soyadının değiştirilmesi niteliğinde olmayıp, evlilik birliği içerisinde doğan çocuğun, doğumla kazandığı "aile soyadının" değiştirilmesi talebine ilişkin olduğuna göre; görevli mahkemenin aile mahkemesi olacağı-
Görülmekte olan davada, evlilik birliği içinde doğan çocuğun, doğumla kazandığı "aile soyadının" annenin bekarlık soyadı ile değiştirilmesinin talep edildiği; bu durumda davanın aile hukukuna dayandığı; böyle bir uyuşmazlığın aile mahkemesinde çözümlenmesi gerekeceği-
Velayetinin değiştirilmesi istenen kişi, karar tarihinden sonra ergin hale geldiğinden; davanın konusuz kaldığı , bu yönde bir karar verilmek yargılama giderleri ve bu kapsamdaki vekalet ücretinin tarafların dava tarihindeki haklılık durumu nazara alınarak karara bağlanması gerekeceği-
Bakım tedbirinin kaldırılmasına ilişkin davada husumetin bakım kararı kaldırılması istenen küçüğün yasal temsilcisine yöneltilmesi gerekeceği-
Çocuğun velayetinin düzenlenmesinde asıl olan çocuğun üstün yararı olduğu-
Davalı annenin yeniden evlendiği, doğum yaptığı, müşterek çocuk ile daha çok teyzesinin ilgilendiği, çocuğun teyzesinde kaldığı, öte yandan mahkeme kararından sonra davalı annenin, davacı babaya çocukla ilgili tüm konularda noter belgesi ile yetki verdiği; bu nedenlerle tarafların müşterek çocuğunun baba yanında kalmasının çocuğun bedeni, fikri, ahlaki gelişmesine engel olacağı yönünde ciddi ve inandırıcı deliller bulunmadığı halde müşterek çocuğun velayetinin de babaya bırakılmamasının usul ve kanuna aykırı olduğu-
Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesine göre, yüksek yararına ters düşmedikçe idrak çağındaki çocuğun ifade ettiği görüşe gereken önemin verilmesi gerektiği-
Çocuğun anne ve babasının boşanmış olması sadece boşanma ve velayet hakkı nedeniyle anneye çocuğun soyadının değiştirilmesi için dava açma hakkı bahşetmeyeceği-