Davacı tanığının beyanından; davacıların kızlarının 2002 yılının yaz aylarında hastanede doğduğu, davacı annesinin hastaneden çıkışının dahi kendisinin yaptığı ifade edilmiş olmasına karşın mahkemece yaşının düzeltilmesi istenilenin hastanede doğup doğmadığı araştırılmadan, doğumla ilgili belge ve kayıtların ilgili hastaneden getirtilip buna göre değerlendirme yapılmadan, sağlık kurulu raporuna dayanılarak hüküm kurulmuş olmasının doğru olmadığı-
Yargıtay'ın yerleşik uygulamasına göre doğum tarihinin düzeltilmesine ilişkin davalarda kişilerin gerçek yaşlarının tespiti için tam teşekküllü bir hastaneye gönderilerek sağlık kurulu raporu aldırılmasının zorunlu olduğu-
Dosya içerisindeki nüfus kayıt tablosu içeriğinden yaşının düzeltilmesi istenilenin, davanın açıldığı tarih itibariyle ergin ve medeni hakları kullanmaya yetkili bulunduğu anlaşılmakla, doğum tarihinin düzeltilmesi davasını doğrudan kendisinin açması gerekirken, anne ve babanın böyle bir davayı açmakta aktif husumet ehliyetinin olmadığı ve bizzat yaşı düzeltilecek olan ergin ve medeni hakları kullanmaya yetkili bulunan tarafından açılmış bir dava bulunmadığı gözetilmeden davaya bakılıp işin esası hakkında hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Hakimin, nüfus kayıtlarında düzeltme yapılmasına karar verirken bu kayıtlar arasında çelişki yaratmamak ya da yaşamın olağan akışına ters düşecek durumlara yol açmamaya özen göstermek durumunda oluğu-
Aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davasının ancak bir kere açılabileceği-İlgili yasa hükmü Anayasa Mahkemesi'nin 30.03.2012 tarihinde aldığı karar ile iptal edilmiş olup, ilgili iptal kararı Resmi Gazete'nin 06.10.2012 tarih ve 28433 sayılı nüshasında yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Mahkemece, davacı ile kayden ikizi görünen kardeşinin birlikte İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı ilgili ihtisas dairesine gönderilerek yaşları ve ikiz olup olmadıkları konusunda rapor alınmasının, bundan sonra dosyada mevcut davacıya ait olduğu bildirilen okul kayıt ve mezuniyetine ilişkin defter bilgileri, gösterilen tanıklar ve dinlenecek doğum tutanak tanık anlatımları hep birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesinin gerekeceği-
Yargıtay'ın yerleşik uygulamasına göre; doğum tarihinin düzeltilmesine ilişkin davalarda, doğum tarihinin düzeltilmesi istenenin gerçek yaşının tespiti için tam teşekküllü bir hastaneye gönderilerek sağlık kurulu raporu aldırılması zorunlu olduğu-
Küçüğün velayet altında olduğu hususu da dikkate alındığında böyle bir davayı açma hak ve yetkisinin doğrudan doğruya velayet hakkı sahiplerine ait olduğu, bunların diğer vatandaşlar gibi harç vb. yükümlülüklerini yerine getirerek böyle bir davayı gerek gördükleri takdirde her zaman açabilecekleri, Cumhuriyet savcılarının dava açma yetkilerini kanunun düzenlediği, kendilerine kanunla verilmemiş bir yetkiyi kullanarak bu tür bir dava açmalarının usul ve yasaya uygun olmadığı-
Yaşının düzeltilmesi istenenin Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesi Sağlık Kurulu Raporunda 30-31 yaşında olduğunun belirtildiği, Yargıtay uygulamalarına, adli tıp kurumunun kararlılık kazanmış bilimsel görüşlerine göre, 25 yaş üzerindeki kişilerin yaşlarının kesin olarak belirlenmesi mümkün bulunmadığından sözü edilen rapora itibar edilerek yaş düzeltme kararının verilemeyeceği-
Dosya içindeki bilgi ve belgelerden dinlenen tanıklar ile davacıların beyanlarında K.'in 1990 yılının Eylül ayında doğduğunun belirtildiği, mahkemece Eylül ayının otuz birinci günü olmadığı dikkate alınarak davacılardan ve tanıklardan yaşının düzeltilmesi istenen K.'in Eylül ayının hangi gününde doğduğu sorulup araştırılarak tespitinden sonra bir karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesinin doğru olmadığı-