Hakimin, nüfus kayıtlarında düzeltme yapılmasına karar verirken bu kayıtlar arasında çelişki yaratmamak ya da hayatın olağan akışına ters düşecek durumlara yol açmamaya özen göstermek durumunda olduğu, bir kişinin doğmadan nüfusa kaydının söz konusu olamayacağı-
Mağdur veya sanığın yaşının ceza hükümleri bakımından tespiti ile ilgili sorunların ceza mahkemesince çözümlenmesi gerekeceği-
Bir kimsenin doğmadan önce nüfus kütüğüne tescili mümkün olmadığından hakimin nüfus kayıtlarında düzeltme yaparken kayıtlar arasında çelişki meydana getirmemeye ve hayatın doğal akışına ters düşecek durumlara yol açmamaya özen göstermesi gerekeceği-
Yargıtay'ın yerleşik uygulamasına göre; doğum tarihinin düzeltilmesi istenenin gerçek yaşının tespiti için tam teşekküllü bir hastaneye gönderilerek sağlık kurulu raporu aldı­rılmasının zorunlu olduğu-
Sağlık Kurulu’nca belirlenen yaş durumu ve davacının kardeşinin mahkeme ilamıyla değiştirilmiş olan yaşı dikkate alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Kapalı bir kayıtta bulunan soyadının değiştirilmesinin mümkün olmadığı-
Doğum tarihi düzeltilecek kişinin aynı anneden doğan kardeşiyle arasında 4 ay, 9 günlük zaman farkı olup, tıbben mümkün olmayan bu durum dikkate alınarak hüküm kurulmasının gerektiği-
Bir kimse doğmadan nüfusa tescil edilemeyeceğine göre, tescil tarihinden ilerdeki bir tarihte doğmuş olduğunun kabulünün olanaksız olduğu-
Davanın, gerçeğe aykırı olarak düzenlenen nüfus kaydının iptali istemine ilişkin olup 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesinden kaynaklandığı, bu davalara Asliye Hukuk Mahkemesi'nde bakılacağı, görevin kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden nazara alınmasının da zorunlu olduğu-
Nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davasında, Nüfus İdaresi temsilcisinin yokluğunda yargılama yapılarak hüküm kurulması, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 27. maddesi uyarınca isim düzeltilmesine dair hükmün ilan edilmesi gerekirken bu hususta karar verilmemiş olmasının bozmayı gerektirdiği-