Dava konusu taşınmazın, 25.07.2018 tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokisinde (A) harfi ile gösterilen ve mahkemece kabulüne karar verilen 5.193,85 m2 kısmının dava tarihi itibariyle keşfen saptanan değeri olan 31.163,10 TL'nin ve (B) harfi ile gösterilip mahkemece reddine karar verilen 13.796.97 m2 kısmının dava tarihi itibariyle keşfen saptanan değeri olan 82.781,82 TL' nin Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihinin 2022 yılı itibari ile kesinlik sınırının altında kaldığı-
Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde temyiz dilekçesinin reddine karar verileceği-
İstinaf dilekçesinin Bölge Adliye Mahkemesi'nce -HMK m. 341/2, 346 ve 352/1 kapsamında- reddine karar verilmesinin ardından, -22.07.2020 T. ve 7251 s. K. m. 53 ile- 3402 s. Kadastro Kanunu’na eklenen ek m. 6 hükmünün yürürlüğe girmiş olması karşısında, ilk derece mahkemesince verilen kararın, temyiz kanun yolu aşamasında yürürlüğe giren bu hükmü karşısında miktar itibariyle kesin hüküm niteliğine haiz olduğunun söylenemeyeceği, bu karara karşı istinaf kanun yolunun açık olduğu- "3402 s. Kanun'un ek madde 6 hükmünün geçmişe etkili olarak düzenlenmediği, HMK m. 448 kapsamında ilk derece mahkemesince kararın verilmesi ile usul işleminin tamamlandığı, kararın verildiği tarihte miktar itibariyle kesin olduğu, dolayısıyla istinaf kanun yoluna başvurulamayacağı, temyiz sınırı bakımından taşınmazlarla ilgili bir ayrımın mevcut olmadığı, kesin olan bir kararın doğuracağı usuli kazanılmış hakkın nazara alınması gerektiği, kanun koyucu tarafından tanınmayan kanun yoluna başvuru hakkının yargı kararlarıyla tanınamayacağı" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddi gerektiği- Davacılar ihtiyari dava arkadaşı durumunda olduğundan kesinlik sınırının her bir davacı yönünden ayrı ayrı gözetileceği-
Menfi tespit davası- Davacılar tarafından talep edilen ve davacılar aleyhine reddedilerek temyize konu edilen toplam miktar ödeme sonrası iadesi istenen 16.575,00 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi olan 2021 itibari ile kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL’nin altında kaldığından davacılar vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddi gerektiği-
Tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin bulunmasının gerekeceği- Bu ön koşulların bulunması halinde ise 2004 Sayılı Kanun'un 278,279 ve 280 inci maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığının araştırılması gerekeceği - Özellikle İİK'nın 280 inci maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer taraflarınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden, yapılan işlemde mal kaçırma kastının irdelenmesi gerekeceği - Öte yandan 280/3 maddesine göre öngörülen karinenin somut olayda mevcut olup olmadığının da değerlendirilmesi gerekeceği-
Hüküm altına alınan ve temyize konu edilen toplam miktar 30.000,00 USD olup dava tarihindeki değeri 169.434,00 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 378.300,00 TL’nin altında kaldığından, temyiz dilekçesinin reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesince verilen ek kararın isabetli olduğu-
Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve temyize konu edilen toplam miktar 53.220,00 USD (dava tarihi itibariyle değeri 189.686,73 TL) olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 378.300,00 TL’nin altında kalmaktadır. Temyiz dilekçesinin reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesince verilen ek karar yukarıda anılan Kanun hükümlerine uygun olduğundan temyiz isteminin reddi ile söz konusu kararın onanması gerekir.
Davacılar ihtiyari dava arkadaşı olup her bir davacı yönünden davalı vekili tarafından temyize konu edilen miktarlar, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL'nin altında kaldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz kabiliyeti olmadığı-