Haksız fiilden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemi-
Trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemi-
Haksız eylem nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın, birleşen dava; haksız eylem nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemi-
Haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemlerine-
Ölüm nedeniyle maddi-manevi tazminat istemine ilişkin davada, desteğin Bağ-Kur sigortalısı olmasına rağmen davacılara gelir bağlanıp bağlanmadığının incelenmediği, gelirin bağlanması halinde bunun peşin sermaye değerinin ve rücuya tabi olup olmadığının Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığına sorulacağı, rücuya tabi ise bu gelirin peşin sermaye değerinin hesaplanacak tazminattan indirilmesi gerektiği-
Hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarının adalete uygun olması gerektiği manevi tazminatın zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşıdığı manevi tazminatın ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmediği zarar görenin zenginleşmemesinin zarar sorumlusunun da fakirleşmemesinin gerektiği-
Trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkin davada, trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davalıların sorumluluğun niteliği, kusur oranları da göz önünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen miktarda, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha düşük manevi tazminata hükmedilmesi gerekeceği-
Davalı kurumun, borçlu abonelerinin icra yolu ile takibi için kimlik bilgilerini avukatı ile paylaştığı, ancak kuruma borçlu olmayan davacının kimlik bilgilerini de davalı avukatı ile paylaşmasından dolayı onun kimlik bilgilerinin rızası dışında kullanılmasında kusuru bulunduğu- Davalı avukat, davacı ile gerçek borçlunun soy isimlerinin benzerliğinden dolayı kimlik bilgisini icra dosyasına zabıt katiplerinin hataen girmiş olabileceğini kabul etmiş ise de, 5490 sayılı Nüfus Kanunu 9. maddesi uyarınca nüfus bilgileri gizli olduğundan, davacıya ait gizli nüfus bilgilerinin rızası dışında hiç ilgisi bulunmayan bir icra dosyasında kullanılmış bulunmasından dolayı kusurlu olduğu- Davacının, gizli nüfus bilgilerinin rızası dışında bir icra takip dosyasında kullanılmasından dolayı bir borç ve icra tehdidi altında olabileceği endişesi yaşadığı, kariyeri gereği bu endişenin kendisini fazlası ile rahatsız ettiği iç huzurunu kaçırdığı anlaşıldığından, davalıların birlikte kusurları ile davacıya ait nüfus bilgilerinin onun rızası dışında icra takip dosyasında kullanılmasına neden olarak davacının kişilik haklarına saldırıda bulundukları sonucuna varılarak uygun tutarda bir tazminat ödetilmesi gerekeceği-
Mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları, toplanan kanıtlar ve dosya kapsamına göre, istemin yasal dayanağının BK'nın 47.maddesi olduğu, davacının kooperatif nezdinde iş alamaması nedeniyle kooperatif yönetimi hakkında şikayetlerde bulunduğu, TMK'nın 2.maddesi uyarınca hiç kimse kendi kusuruna dayalı olarak başkasından hak talebinde bulunamayacağı, ihraç kararının manevi tazminatı gerektirmeyeceği, sırf ihraç kararı ile manevi zarara uğradığı, kişilik haklarının rencide olduğu, cismani bir zarar oluştuğundan bahsedilemeyeceği gerekçesi ile, davanın reddine karar verildiği ve bu kararın onandığı-
Davacıların, desteklerinin işleteni olduğu araçta, sürücünün tam kusuru sonucu meydana gelen trafik kazası sonucu, vefat etmiş olması nedeniyle, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla, zorunlu mali sorumluluk sigortacısını hasım göstererek dava açabileceği-