Gayrimenkul değerlendirme uzmanı tarafından hazırlanan tek kişilik raporda 13.12.2023 tarihi itibariyle (icra dosyasındaki keşif tarihi) taşınmaz değerinin tespit edildiği ve yeniden belirlenen değer üzerinden taşınmazın satışa çıkarıldığı görüldüğünden mahkemece taşınmazın değerine yönelik itirazlar doğrultusunda taşınmazın vasfı da gözetilerek; uzman bilirkişilerden oluşturulacak bir bilirkişi heyeti vasıtasıyla mahallinde keşif ve kapsamlı bir inceleme yaptırılmak suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Her ne kadar mahkemece, bilirkişi raporu alınarak şikayete konu taşınmazın satışa esas alınan muhammen değerinin gerçeğe uygun olup olmadığı hususunda tespit yapılmış ise de; mahkemenin gerekçesinde de yerinde olacak şekilde belirlendiği üzere, şikayetçiye yapılan kıymet takdir raporu tebligatının usulüne uygun olduğu belirlendiğinden ve kıymet takdir raporunun tebliğ tarihi olan 10.02.2021 tarihinden itibaren İİK’nın 128/a maddesindeki yasal 7 günlük süre içerisinde şikayetçi borçlu tarafından kıymet takdir raporuna itiraz edilmediğinden, satışa esas alınan muhammen değerin kesinleştiğinin kabulü gerekeceği-
Asıl olan malın gerçek değerinden ihale edilmesi olup malın muhammen değerin üzerinde satılmış olması her zaman zarar unsurunun oluşmayacağı ve malın gerçek değerini bulduğu anlamında yorumlanamayacağı- Covid 19 salgını sonrası taşınır ve taşınmaz değerlerinde büyük artışlar olduğundan, şikâyetçi borçlunun ihalenin feshini istemekte hukuki yararı bulunduğu- "Borçlunun kıymet takdirine itiraz etmediği ve kıymet takdir tarihinden makul bir süre olan dokuz ay sonra taşınmazın muhammen bedelin üstünde ihale edildiği gözetildiğinde, borçlunun hukuki menfaatinin bulunmadığı, borçlunun olağanüstü koşullar nedeniyle yeniden kıymet takdiri yapılmasını talep etme hakkı varken bu hakkını kullanmayarak ihalenin feshini istemesinin açıkça hakkın kötüye kullanımı olduğu" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Somut olayda, ihaleye konu taşınmazın kıymet takdiri işleminin, icra müdürlüğünce 09.06.2016 tarihinde yapıldığı, ihalenin ise 18.10.2018 tarihinde yapıldığı, bu hususunda (birleşen) dava dilekçesinde ileri sürüldüğü, ihale tarihi itibari ile İİK'nun 128/a-2. maddesinde öngörülen iki yıllık sürenin geçtiği anlaşıldığından, Bölge Adliye Mahkemesince, kıymet takdirinin fiilen yapıldığı tarihten ihale gününe kadar 2 yıllık sürenin geçmiş olması nedeni ile şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, şikayetin reddine ilişkin kararın isabetsiz olduğu-
Doğal afet durumunda kıymet takdiri süresi-
Kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece alınan rapora itiraz edilmemiş olmasının itiraz üzerine verilen kararın ihalenin feshi aşamasında incelenemeyeceği anlamına gelmeyeceği- Mahkemece tespit edilen değerin, ihaleye esas alınan muhammen bedelin üzerinde olması halinde bu durumun borçlu ve alacaklı aleyhine sonuç yaratacağı ve başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
Kıymet takdir raporuna itiraza ilişkin mahkemece alınan bilirkişi raporunda, 'Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü'ne bildirilen üretim miktarlarının' dikkate alınmasının doğru olmadığı, şikayet konusu madenin rezerv değerinin, 'yıllık satış değerinin ve şikayete konu maden ruhsatının kalan süresinin ve ruhsatın uzatılması olasılığının' da dikkate alınarak, şikayetçi borçlu tarafından fesih nedeni olarak ileri sürülen kıymet takdirine ilişkin itirazların, yeniden uzman bilirkişilerden oluşacak bir heyet marifeti ile mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle anılan maden ruhsatının satışa esas alınan kıymet takdirinin yapıldığı tarih itibariyle tespit edilecek değerinin, ihalede esas alınan muhammen bedelin üzerinde olması halinde, ihalenin feshine, muhammen bedelin altında olması halinde ise ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesi gerektiği- Borçlunun taraf olduğu başkaca takip dosyalarında alınan raporlar değerlendirilmeksizin sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu-
Doğal afet durumunda, ihalenin feshine konu taşınmaz için kıymet takdiri süresinin durması-
İcra müdürlüğünce kıymet takdiri yapılmayan taşınmazların, kıymet takdirinin yapılması istemine yönelik şikayetin reddine ilişkin karar, İİK'nun 128/a maddesinde belirtilen ve İİK'nun 363.maddesi kapsamındaki kıymet takdirine ilişkin şikayet niteliğinde olmadığından; kararın konu itibari ile kesin olduğundan bahisle temyiz talebinin reddine ilişkin kararın isabetli olmadığı-
Kesinleşen kıymet takdirinden sonra 2 yılın geçmesi halinde bu kıymet takdirine dayalı olarak ihalenin yapılamayacağı- Somut olayda yeniden kıymet takdiri yapılarak satışa gidilmemiş olsaydı ihale tarihi (28/06/2022) ile ilk kıymet takdiri keşif tarihi (30/01/2020) arasında iki yıllık sürenin geçeceği, kaldı ki, ihalenin feshini talep eden şikayetçi borçlu olduğundan, alacaklının yeniden kıymet takdiri talebi üzerine icra müdürlüğünce yapılan son kıymet takdiri ile taşınmazın satışa esas değeri daha da artmış olup bu durum borçlunun menfaatine olduğu gibi, borçlu tarafından da bu husus fesih nedeni olarak ileri sürülmediğinden re'sen değerlendirilemeyeceği-Kıymet takdirinin tebliğ edilmediği/usulsüz tebliğ edildiğinin ancak ilgilisi tarafından ileri sürülebileceği, kıymet takdirinin tebliğ edilmemesinin de tek başına ihalenin feshi nedeni olmadığı- Belediye tarafından tellâl gönderilmezse, bu durumun tutanakla tespit edileceği ve öncelikle icra görevlisi bulunmadığı takdirde adliye görevlilerinden bir kişinin telal olarak görevlendirileceği, bu şekilde hareket edilmeyerek yetkili olmayan bir kişinin tellâl sıfatı ile hazır edilerek ihalenin yapılmasının ihalenin feshi sebebi olduğu- İhale konusu taşınmaz davacı borçluya ait taşınmaz olup davacı borçluya karşı takip işlemlerine devam edilebilmesi için diğer borçlu/borçlular hakkındaki takibin kesinleşmesine gerek bulunmadığı, satış dosyasındaki diğer ilgililere yapılan tebliğler sadece muhatabını ilgilendiren bir işlem olup; satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edildiği hususunu da ancak kendisine tebligat yapılmadığını iddia eden ilgilisi tarafından bizzat ileri sürülebileceği-Satışın İİK'nın 123. maddesindeki süreye uyulmadan yapıldığına yönelik iddianın ihalenin feshi nedeni olmadığı- Satış kararında satış ilanının bir gazetede ilan edilmesine karar verildiği, Basın İlan Kurumu'na yazılan yazıda ilanın tirajı 50.000'in üzerindeki, yurt düzeyinde dağıtımı yapılan bir gazetede yapılmasının istendiği, satış ilanının Milat Gazetesi'nde yayımlandığı, Basın İlan Kurumu'na Dairemizce yazılan müzekkere cevabına göre ilan tarihindeki tirajının 50.838 adet olduğu, yapılan ilanın ihale tarihinden en az bir ay önce yayımlandığı ve tirajının yeterli olduğu- 100. madde bilgilerinin toplanmadığına ilişkin iddianın ihalenin feshi nedeni olmadığı- Re'sen incelenmesi gereken sebepler yönünden yapılan incelemede; satış bedelinin taşınmaza takdir edilen ve kesinleşen muhammen bedellerinin %50'si ile satış masraflarını karşıladığı, ihalenin kıymet takdirinin yapıldığı tarihinden itibaren 2 yıl içinde yapıldığı, ilanların süresinde olduğu ve yapılması zorunlu ilanların yapıldığı, ihalenin ilan edilen gün ve yerde yapıldığı, başlangıç ve bitiş saatlerine uyulduğu, bu şekilde re'sen incelenmesi gereken hususlarda da ihalelerin feshini gerektiren bir nedenin bulunmadığı- Yargılama aşamasında yürürlüğe giren 7443 s. Kanun'la değişik İİK'nın 134/5-3 maddesi gereğince fesih gerekçeleri, dava ve birleşen davanın ihale sürecini uzatmaya matuf olmaması ve Anayasa'nın 13. maddesinde düzenlenen ölçülülük ilkesi nazara alınarak davacı aleyhine ihale bedelinin % 5'i oranında para cezasına hükmedilmesine karar verilmesi gerektiği-
