Davacının iddiaları tapu kaydının yanlış tutul­masına dayandığından, Türk Medeni Kanunu'nun 1007. mad­desi kapsamında kalan davaya adli yargıda bakılmasının gerekeceği-
TMK'nun 1007. maddesinden kaynaklanan davalarda husumet kural olarak Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'ne izafeten Maliye Hazinesine yöneltilmesinin gerekeceği-
Hazine'nin yasalar uyarınca kendisine verilen bu görevlerini yapmaması sonucu doğan zarar, ihmali nitelikteki idari eylemden doğmuş olup, bu tür idari eylemlerden kaynaklanan tazminat davalarının görüleceği yerin idari yargı yerleri olduğu-
Hazine bakımından Türk Me­deni Kanunu'nun 1007. (eski 917) maddesin­den kaynaklanan bir zarar henüz ger­çekleşmediğinden, dava­cıların aktif dava ehliyetlerinin bulunmadığı-
Belediye encümen kararı nedeniyle taşınmazı elinden çıkan davacının TMK.1007 uyarınca tazminat talebinde bulunmuş; oysa ortada bir idari işlem olduğundan sözkonusu davanın idari yargıda görülmesi gerekeceği-
Belediye encümen kararı nedeniyle taşınmazları elinden çı­kan davacının açtığı tazminat davasının görülme yerinin idare mahkemesi olduğu ve bu tür işlemlerde idarenin hizmet kusuru bulunduğundan MK'nun 1007.maddesinin uygulanamayacağı-
Zamanaşımı süresinin başlangıç tarihinin tapu iptali kararının kesinleştiği tarih kabul edilerek itirazın buna göre karara bağlanması ve davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu olayda zarar, davacının geçersiz satışı yaptığı tarihte değil, açılan tapu iptali ve tescil davasının kesinleşmesi ve taşınmazın davacının mal varlığından çıkması ile gerçekleşmiştir, şu durumda davacının zarar tarihinden itibaren BK 60. madde (şimdi; TBK. mad. 72) gereğince bir yıl içinde eldeki davayı açabileceğinin kabulü gerekeceği-