Ödeme emrinin tebliği tarihinde borçlunun er, onbaşı ya da kıt’a çavuşu olması halinde, icra müdürlüğünce temsilci ataması için borçluya süre verilmeden takibe devam edilemeyeceği–
İcra hukukunda «eski hale getirme»nin mümkün olmadığı-
Hacizden sonra, mahkeme ilâmı ile dahi olsa, tapu sicilindeki değişikliklerin -yasal bir sebebe dayanılarak verilen tapu iptali kararları hariç- alacaklının haklarını etkilemeyeceği–
Borçluya tebliğ olunan «152 örnek ödeme emri»nde, icra müdürünün imzasının bulunmamasının, ödeme emrinin iptalini gerektirmeyeceği–
İlâmda taraf olmayan kişiye «icra emri» gönderilmesi halinde, bu kişinin hakkındaki takibi «itiraz» değil «şikâyet» yolu ile durdurabileceği–
Tapulu yerden “kaynak” biçiminde çıksa bile, suyun kaynadığı taşınmazın sınırları içinde kalmayacak kadar büyük veya suyun yer-yüzüne çıkar çıkmaz bir “dere” haline geldiği veya özel mülkiyete konu olmasının kamu için zararlı olduğu hallerde, kaynağın, arzın tamamlayıcı parçası sayılamayacağı (ve bu durumda, suyun “genel su” niteliğini taşıyacağı)-
Alacaklının, senet borçluları hakkında ayrı ayrı takipte bulunabileceği–
«Bina ve arazı vergisi», «veraset ve intikal vergisi», «gümrük vergisi», «motorlu taşıt vergisi»nden farklı olarak, satışa konu taşınmaz/taşınırın aynından doğmayan -«katma değer vergisi», «stopaj gelir vergisi», «fon payı», «kaçakçılık cezası», «gecikme zammı», «gelir vergisi», «kurumlar vergisi», «kıymet artış vergisi», «mali denge vergisi» gibi- vergi alacaklarının, rüçhanlı alacak olmadığı -6183 sayılı K. madde 21/1 uyarınca- bu alacakların daha önce konulmuş olan hacizlere aynı sırada, alacağı oranında (garameten) katılacağı—
Konkordato mühleti içinde borçlu aleyhine rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılabileceği–