Takip hukuku açısından «takip talebi»nin, «dava dilekçesi» niteliğinde (hükmünde) olduğu-
Şikâyetlerde icra müdürünün değil ilgililerin -yani, «alacaklı» ve «borçlu»nun- hasım gösterilmesi, eğer gösterilmemişlerse, şikayete dahil edilmeleri gerekeceği–
«Haczin kaldırılması» isteminin (şikâyetinin) hasımsız olarak incelenemeyeceği–
Taşınmazın aynından doğmayan vergi alacağının, ipotekli alacaklı karşısında bir önceliği bulunmadığı (satış bedelinin, ipotekli alacaklıdan önce vergi dairesine ödenmeyeceği)—
Takip konusu ilamın takip tarihinden sonra kesinleşmesi halinde, aynı dosyadan yeniden icra emri gönderilerek takibe devam edilemeyeceği–
Haciz sırasında hazır bulunan üçüncü kişinin (borçlunun kızkardeşinin), «haczedilen şeylerin başka bir üçüncü kişiye (annesine/babasına) ait olduğunu» ileri sürmesinin, -İİK. 99’a göre bir- «istihkak iddiası» sayılmayacağı–
Şikâyetlerde icra müdürünün değil ilgililerin -yani; «alcaklı» ve «borçlu»nun- hasım gösterilmesi–
«Takip dayanağı ipoteğin üst sınır ipoteği ve borçlunun sorumluluğunun ipotek limiti ile sınırlı olduğu»na ilişkin şikayetin süresiz şikayet yoluyla ileri sürülebileceği–
«Artırmanın, satıştan en az bir ay önce ilan edilmesi» gerekeceğini öngören İİK. 126. hükmünün emredici bir hüküm olması nedeniyle kamu düzeniyle ilgili olduğu, bu hükmün icra mahkemesi tarafından doğrudan doğruya gözetileceği–
BK. 84 (şimdi; TBK. mad. 100) emredici bir hüküm olduğundan, alacaklı «takip talebi»nde açıkça «borçlunun yaptığı ödemelerde (yatırdığı taksitlerde) bu hükmün uygulanması»nı istememiş dahi olsa, icra müdürünün görevinden ötürü, kendiliğinden bu hükmü uygulayarak «yapılan ödemeleri, öncelikle faiz ve masraflardan düşmesi» gerekeceği–